Yargıtay Kararı

Kesin delille ispatı gereken bir hukuki işlemin varlığı mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemez. Ne var ki mahkeme dışı ikrar bir belge ile ispat edilebilirse kesin delil hükmünde olur.

Kesin delille ispatı gereken bir hukuki işlemin varlığı mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemez. Ne var ki mahkeme dışı ikrar bir belge ile ispat edilebilirse kesin delil hükmünde olur.

3. Hukuk Dairesi         2022/4418 E.  ,  2022/6383 K.

“İçtihat Metni”

ACIPAYAM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde itirazın iptali davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine, dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Acıpayam 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli ve 2020/248 Esas, 2021/109 Karar sayılı kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının borç karşılığı para istediğini ve davalı borçluya banka havalesi ile 16.650,00 EURO para gönderdiğini, borç olarak gönderdiği parasını istediğini ancak davalı borçlunun parayı ödemediğini, davalı hakkında yaptığı şikayet sonucu Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2324 Hazırlık sayılı soruşturma dosyasında davalının 13/08/2020 Tarihli ifadede borç para istediğini ve davacının da gönderdiğini kabul ettiğini, borç olarak gönderilen paranın tahsili için Acıpayam İcra Müdürlüğü’nün 2020/693 esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçtiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı, dekontlarda açıklama yer almadığını, borç ilişkisinin olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, ispat yükünün davacıda olduğu ve davalıya geçmediği, davacının yemin deliline dayanmadığı, havale evraklarında açıklama da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.


Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince, mahkeme dışı ikrarın takdiri delil niteliğinde bulunması nedeniyle sair deliller ile doğrulanmaması, mahkeme dışı ikrarın dava konusu havale bedellerini kapsadığının ispatlanamaması, davacının yemin deliline dayanmamış bulunması gerekçesiyle HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca Acıpayam 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli ve 2020/248 Esas, 2021/109 Karar sayılı kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1)
Buna göre davacı, hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa iddianın ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
HMK’nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir (YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E:4/681 K:879).
İkrarın ispat kuvveti, yapıldığı yere göre belirlenir. Buna göre; ikrarın mahkeme içinde veya mahkeme dışında yapılmasına farklı hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır.
Kural olarak mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil olmayıp, takdiri delildir. Bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususlar ispat edilebilir. Bu bakımdan kesin delille ispatı gereken bir hukuki işlemin varlığı mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemez. Ne var ki mahkeme dışı ikrar bir belge ile ispat edilebilirse kesin delil hükmünde olur.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, savcılıkta, haciz sırasında ya da polis önünde yapılan ikrar, mahkeme dışı ikrar olup; bir belge ile ispat edilebilirse, kesin delil hükmünde olacağı ve ikrarda bulunanı bağlayacağı açıktır.
Somut olayda, davalı tarafından her ne kadar davacının ileri sürdüğü hususlar kabul edilmemiş ise de, davacının dava dilekçesi ekinde ve yine Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2324 soruşturma nolu dosyasında takipsizlik kararı verilen evraklar içerisinde yer alan davalının Acıpayam Şehit …polis merkezinde verdiği 13.08.2020 tarihli ifade zaptında “…Zaman zaman benim …’dan para istediğim doğrudur. Benim ihtiyacım olduğu zamanlarda …’dan borç karşılığında para istedim. O da tamam diyerek kendi rızası ve isteği ile bana para göndermiştir. Ben kesinlikle ona zorla veya kesin seninle evleneceğim diyerekten para yollatmadım..” ve yine aynı zapta “…Sadece bana parayı gönder dedi.
Ben de ona karşılık olarak yeni işyeri açtığımı, parasını ödeyeceğimi söyledim…” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, imzalı olan söz konusu ifade tutanağında davalı borç aldığını ikrar etmiştir.
O halde bölge adliye mahkemesince; öncelikle Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2324 soruşturma dosyasında yer alan davacının şikayeti üzerine davalının kollukta verdiği 13.08.2020 tarihli ifade zaptının değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

);