Danıştay Kararı

Kişi hakkında memnu hakların iadesine karar verilmiş ise devlet memuru olarak atamasından hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Kişi hakkında memnu hakların iadesine karar verilmiş ise devlet memuru olarak atamasından hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2015/3013

Karar No : 2019/4029

TEMYİZ EDEN (DAVALI):

VEKİLİ :

KARŞI TARAF (DAVACI):

VEKİLİ :

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: …. bünyesinde bulunan şoför kadrosuna KPSS-2012/2 döneminde yerleşen davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca memuriyete engel mahkumiyeti bulunduğundan bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin 19.02.2013 tarihli ve 2313 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Yasal hakların geri verilmesi durumunda mahkumiyetten doğan veya mahkumiyetle birlikte hükmedilen ehliyetsizliklerin ileriye dönük olarak son bulduğu, davacının eyleminin 2003 yılında işlendiği, yapılan yargılama sonucunda sahte olarak düzenlenmiş sürücü belgesini kullanmak ve düzenletmek suçundan neticeten 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, ancak cezasının ertelendiği, … tarihinde memnu haklarının iade edildiği, mahkum olduğu tarihten sonra herhangi bir yasa dışı eyleminin bulunmadığı, önlisans mezunu olduğu, katıldığı KPSS Önlisans sınavına yeterli puan aldığı, taşra teşkilatına memur olarak yerleştirilmesinin yapıldığı hususları dikkate alındığında davacının memuriyete engel bir suçtan mahkum olunduğundan bahisle atamasının yapılmamasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının sahtecilik suçundan mahkumiyetinin memuriyete engel olduğu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesindeki tescil edilmiş hükümleri hariç ibaresinin metinden çıkarıldığı, işlenen suçun affa uğramış olsa bile memuriyete engel olduğu, işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, cezanın tescil edildiği, suç tarihindeki Kanuna göre, beş yıl boyunca herhangi bir suç işlemediği ve cezanın vaki olmamış sayıldığı, memnu hakların iadesine karar verildiği, mahkumiyet hükmünün ortadan kalktığı, işlemin iptali yönünde Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararlarının bulunduğu, işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 maddelerinde yer alan hukuki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kişilerin kasten işlemiş oldukları suçlardan ötürü belli hakları kullanmaktan yasaklı olacağı, bu yasaklar arasında bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmanın da bulunduğu, ancak Türk Ceza Kanunu’na göre bu yasakların, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürebileceği belirtilmiş olduğu ve Adli Sicil Kanunu ile de hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolu açılmış ise de, bu konuda 657 sayılı Kanun’un 48/A-5. maddesindeki açık düzenleme dikkate alındığında; yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmiş olsa bile bu maddede tek tek sayılmak suretiyle belirtilen suçlardan mahkum olanların artık hiç bir şekilde memuriyete atanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5. maddesinde sayılan katalog suçlardan olan ”sahtecilik” suçundan mahkumiyeti bulunan ve cezası ertelenen davacının, atamasının iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)

KARŞI OY

Dava, bünyesinde bulunan şoför kadrosuna KPSS-2012/2 döneminde yerleşen davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca memuriyete engel mahkumiyeti bulunduğundan bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin 19.02.2013 tarihli ve 2313 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, Devlet memurluğuna alınma şartlarının düzenlendiği 48. maddesinin, birinci fıkrasının (A) bendinin 5 numaralı alt bendinde; “Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak” düzenlemesi yer almaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Güvenlik Tedbirleri, Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma” başlıklı 53. maddesinde ”Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten … yoksun bırakılır. (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

5352 sayılı Adli Sicil Kanununa 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun ile eklenen “Yasaklanmış hakların geri verilmesi” başlıklı 13/A maddesinde, “(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir….” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının sahte olarak düzenlenmiş sürücü belgesini kullanmak ve düzenletmek suçundan …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve … sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması kararı verilerek cezanın ertelendiği, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve Değişik İş No:… sayılı kararı ile yukarıda belirtilen mahkumiyet kararı gereğince yasaklanan haklarının iadesine karar verildiği, davacının ÖSYM Başkanlığı’nca gerçekleştirilen KPSS Ön Lisans sınavından 81 puan alarak 30.11.2012 tarihinde yayınlanan 2012/2 KPSS Tercih sonuçlarına göre nda “Şoför” kadrosuna yerleştirmesinin yapıldığı, evraklarının incelenmesi sonucu 2006 yılında sahtecilik suçundan hakkında memuriyete engel mahkumiyet kararı bulunduğundan bahisle 19.02.2013 tarihli ve 2313 sayılı işlem ile atamasının yapılmaması üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açık metinlerine yer verilen mevzuat bir bütün halinde değerlendirildiğinde, kişilerin kasten işlemiş oldukları suçlardan ötürü belli hakları kullanmaktan yasaklı olacağı, bu yasaklar arasında bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmanın da bulunduğu, ancak Türk Ceza Kanunu’na göre bu yasakların, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürebileceği, Adli Sicil Kanununa göre ise Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği belirtilmiş ise de, bu konuda 657 sayılı Kanun’un 48/A-5. maddesindeki açık düzenleme dikkate alındığında; affa uğramış olsa bile bu maddede tek tek sayılmak suretiyle belirtilen suçlardan mahkum olanların artık hiç bir şekilde memuriyete atanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5. maddesinde sayılan katalog suçlardan olan ”sahtecilik” suçundan mahkumiyeti bulunan ve cezası ertelenen davacının, atamasının iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

);