Yargıtay Kararı

Kural olarak ev eşyası haczedilemez. Ancak aynı eşyadan birden fazla var ise bunlardan biri haczedilebilir.

Kural olarak ev eşyası haczedilemez. Ancak aynı eşyadan birden fazla var ise bunlardan biri haczedilebilir.

12. Hukuk Dairesi         2016/17477 E.  ,  2017/9513 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekilinin, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşyaların tamamının borçlunun ve ailesinin sosyal durumu nazara alınmaksızın haczedildiğini, haczedilen menkullerin değerinin takip miktarı ile kıyaslandığında çok düşük olması sebebiyle borçlu üzerinde baskı kurma amacıyla yapılan haczin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece … marka müzik aleti, koşu bandı ve modülatör araç simülasyon kiti yönünden lüzumlu eşya olmadıkları gerekçesiyle, haczedilen diğer menkuller yönünden ise aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya bulunması sebebiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6352 sayılı Yasanın 16. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 3.bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.
Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.
İİK’nun 85/son maddesinde ise “haciz koyan memur, borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için İcra İflas Kanunu’nda ya da özel kanunda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta İİK’nun genel mantığına ve 85/son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır.
Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.
Buna göre ev eşyası yönünden, İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.
Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda, mahkemece, 22/07/2014 tarihli haciz tutanağında infaz memuru olarak imzası bulunan … …’in 14/11/2014 tarihli celsede tanık olarak alınan beyanında özetle, … marka müzik aleti, koşu bandı ve modülatör araç simülasyon kiti haricinde haczedilen eşyaların tamamının evde iki tane olduğunu belirtmesi üzerine, alacaklı vekilinin bu hususların haciz tutanağına yazılmaması nedeniyle tutanağın eksik düzenlendiği, haczedilen eşyaların lüzumlu eşya olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği yönünde tanık beyanına itirazda bulunduğu görülmüştür.
O halde, mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile haczedilen her bir eşyanın yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda haczinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 22/07/2014 tarihli haciz tutanağında bu hususların belirtilmemiş olmasına rağmen, mahkemece tutanak mümzisi infaz memurunun beyanı esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);