Yargıtay Kararı

Mahkeme dışı yapılmış bir sulh sözleşmesi mahkeme içi sulh sözleşmesine dönüştürülmemiş ise, ortada geçerli bir sulh sözleşmesinin mevcudiyetinden söz edilemez.

Mahkeme dışı yapılmış bir sulh sözleşmesi mahkeme içi sulh sözleşmesine dönüştürülmemiş ise, ortada geçerli bir sulh sözleşmesinin mevcudiyetinden söz edilemez.

                              Yargıtay YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ E: 2014/17607 K: 2014/19624 T: 30.06.2014
Dava: Davacı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye ilave tediye ve yıpranma prim farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi H.B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili müvekkilinin davalı bünyesinde mevsimlik işçi olarak çalışırken kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini belirterek, mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde geçen süre hesaplanarak derece ve kademe intibakı yapılması gerektiğinin tespiti ile intibakın eksik yapılmasından kaynaklanan fark alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, bakanlığın yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğunu sanılarak davanın esastan reddini istemiştir.

Mahkemece, dava açıldıktan sonra, davacının üyesi olduğu sendika ile davalı bakanlık arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ile genel yazılı anlaşma sağladığı, bu durumun davayı sona erdiren sulh işlemin niteliğinde olduğu gerekçesi ile sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karar, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu dönemin de açılmıştır. Anılan kanun 313. Maddesinde mahkeme içi sulh düzenlenmiş ve görülmekte olan bir davada tarafların arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacı ile mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşme olarak tanımlanmış, şarta bağlı olarak yapılabileceği vurgulanmıştır. Mahkeme dışı sulh ile, borçlar hukukunun konusu olduğundan düzenleme dışı bırakılmıştır. Madde gerekçesinde, taraflardan birinin, mahkeme dışı sulh sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşme uygun mahkemece bir karar verilmesi gerektiği yolundaki iddia ve talebinin diğer tarafın kabulüne bağlı olduğu belirtilmiştir.

6100 sayılı Kanun’un 154/3-ç maddesinde, beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla sulh müzakereleri sonucunun tutanağa yazılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Kanunun öngördüğü bu şekil sulh için geçerlilik şartıdır.

Taraflar mahkeme dışında yaptıkları sulh sözleşmesinin mahkemeye vererek buna göre davada sulh olduklarını bildirirlerse mahkemece sulh sözleşmesinin mahkemeye verildiğini tutanağa yazıp, sözleşme okunduktan sonra tutanağın taraflara veya vekillerine imza ettirilmesi gerekir, bu şekilde mahkeme dışı sulh mahkeme içi sulh e dönüşür.

Somut olayda, dava açıldıktan sonra 20.09.2013 tarihinde davacının üyesi olduğu sendika ile davalı bakanlık arasında imzalanan 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin geçici 4. maddesinde; “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında daha önce mevsimlik işçi statüsünde çalışmış olup 2001 yılında daimi statüye geçirilen işçiler ile Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde 2005 yılında bakanlığa devredilen işçilerden dava açmamaları veya açılmış dava varsa bu davalardan feragat etmeleri kayıt ve şartı ile köy hizmetlerinde ve bakanlıkta mevsimlik işçilik statüsünde çalıştıkları sürecin derece ve kademe terfiinde dikkate alınması yönündeki Şanlıurfa 2. İş Mahkemesinin 2012/891 esas-2013/226 karar sayılı kararı, emsal alınarak gerekli intibak işlemleri yapılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak davacı vekili duruşmadaki beyanı ile sendikanın yaptığı Toplu İş Sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağını, ortada bir sulh sözleşmesi bulunmadığını belirterek yargılamaya devam edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, açılmış davalardan vazgeçilmesi veya dava açılamaması koşulu ile ödeme yapılacağının belirtildiğini vurgulayarak davanın reddini istemiştir. Bu durumda, mahkeme dışı sulh sözleşmesi taraflarca, kanunda belirtilen ve yukarıda açıklanan şekil şartlarına uygun olarak mahkeme içi sulh e dönüştürülmemiştir. Anılan şekil şartların uyularak yapılan bir sulh sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç

Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2014 günü oy birliği ile, karar verildi.

);