Yargıtay Kararı

Mahkemece, tayin edilen saatten önce mazeret bildirmeyen davalı vekilinin yokluğunda duruşma yapılarak karar verilmesi, davalının hukukî dinlenilme hakkının ihlali olup bozma sebebidir.

Mahkemece, tayin edilen saatten önce mazeret bildirmeyen davalı vekilinin yokluğunda duruşma yapılarak karar verilmesi, davalının hukukî dinlenilme hakkının ihlali olup bozma sebebidir.

T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/7239
Karar No:2015/20602
K. Tarihi:

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile izin ücreti, hafta tatil ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti
Davacı, ücretinin sürekli gecikmeli olarak ödenmesi ve fazla çalışma alacağının ödenmemesi sebebiyle akdi feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve fazla çalışma ücretinin ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti
Davalı Konyalı Gıda AŞ vekili, davacının tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, son oturumda daha önceden belirlenen saatten önce oturum açılarak davalı tarafın yokluğunda hafta tatili ücreti isteğinin reddine, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasanın 36 ncı maddesine göre herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı, 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir haktır ve hukuk devletinin bir gereğidir.
Adil yargılanma hakkı; kanunî, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma, makul süre içinde yargılanma, hakkaniyete uygun yargılanma ve hukukî dinlenilme haklarını kapsar.

Hakkaniyet, tarafların, mahkeme önünde, yargılamanın başından sonuna kadar tam bir eşitlik içinde görülmesidir. Bu eşitlik, usul hukukunda, “silahların eşitliği” olarak ifade edilmektedir. Silahların eşitliği, tarafların, hâkim önünde usul yönünden eşitliği demektir. İş Hukukunda geçerli olan “işçi lehine yorum ilkesi”, maddî hukuka ilişkin bir ilke olup, kural olarak usul hukukunda geçerli değildir. İş mahkemesi yargıcı, hem işçiye hem de işverene, usul uygulamaları yönünden eşit davranmak zorundadır. Ancak bu eşitliğin, İspat Hukuku yönünden de geçerli olacağından söz edilemez. Çünkü iş yargısında, belge ve kayıtların işveren elinde olması, kayıtların işveren tarafından tutulması ve birçok emredici nitelikteki düzenleme sebebiyle işçi lehine bazı ispat kuralları benimsenmiştir. Örneğin, yıllık ücretli izinlerin kullanıldığının ispatı, ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Buna karşılık ücret miktarının ispatı işçiye aittir. Yine iş müfettişlerinin tutanak ve raporları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli delil niteliğindedir. İş yargısının kendine özgü özelliği ve İş Hukukunun emredici yapısı sebebiyle benimsenen bu tür ispat kurallarının, silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğundan söz edilemez.

Hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesine göre, tarafların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi, mahkemenin tüm iddia ve delilleri dikkate alarak kararını gerekçeli olarak vermesi gerekir. Dava sonucundan etkilenecek bütün kişilerin hukukî dinlenilme hakları vardır. Davanın tarafları yanında kendi hakkıyla bağlantılı olarak fer’i müdahilin de hukukî dinlenilme hakkı vardır. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır ve bozma sebebidir. Örneğin; dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması (HMK.177 maddesi gerekçesi), tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, duruşmanın tayin edilen gün ve saatten önce yapılıp tarafların yokluğunda karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.
Somut olayda, taraf vekillerinin hazır olduğu 18.06.2013 günlü duruşmada mahkemece, duruşma ek rapor alınması için 04.12.2013 günü saat 10:30’a ertelenmiştir.
Mahkemece, 04.12.2013 günü saat 10.07’de celse açılmış ve davalı vekilinin yokluğunda karar tefhim edilmiştir.
Davalı vekili, aynı gün mahkemeye verdiği dilekçe ile, “saat 10:25’de duruşma salonuna geldiğinde yokluğunda duruşma yapılıp karar verildiğini, duruşmanın yok hükmünde olduğunu” belirtmiştir.

Mahkemece, tayin edilen saatten önce mazeret bildirmeyen davalı vekilinin yokluğunda duruşma yapılarak karar verilmesi, davalının hukukî dinlenilme hakkının ihlali olup bozma sebebidir.
F) Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);