Mahkemeye gönderilen dilekçenin açık şekilde ıslah dilekçesi olduğu belirtilmemiş olsa bile, gerek içeriği gerekse de niteliği itibariyle ıslah dilekçesi niteliğinde olduğundan bu şekilde kabulü gerekir.
2. Hukuk Dairesi 2019/7061 E. , 2020/519 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, karşı davanın kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141. maddesi “Taraflar cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön önceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir veya değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” hükmünü içermektedir. Islah ile davalı-karşı davacı davasını tahkikat sona erinceye kadar iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın genişletebilir ya da değiştirebilir (HMK m. 176 vd. maddeleri). Davalı-karşı davacı vekilince verilen 17.05.2016 havale tarihli dilekçe, gerek içeriği, gerekse niteliği itibariyle ıslah dilekçesi niteliğinde olup, yukarıda yer verilen açıklamalar gözetilerek davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) talebinin ıslahla artırıldığının kabulü gerekir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Veli’ye yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 218.50 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Sevim’e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.29.01.2020 (Çrş.)