Yargıtay Kararı

Menfi tespit davası açılmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunluluğu mevcuttur.

Menfi tespit davası açılmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunluluğu mevcuttur.

3. Hukuk Dairesi         2022/6069 E.  ,  2022/7384 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 2019-2020 eğitim öğretim dönemi için üç çocuğunun kaydını davalı Kuruma yaptırdığını, kayıt esnasında kendisine bir sözleşme ve boş senet imzalatıldığını, karşılıklı borç ilişkisinden ötürü yapılan bu sözleşmenin nakden olmayıp hizmet karşılığında verilmiş bir senet olduğunu,üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirerek davalı tarafa aldığı hizmet karşılığı 16.800,00 TL ödemede bulunduğunu, pandemi nedeniyle eğitim ve öğretime ara verildiğini,bu dönemde hizmet alamadığını ve kalan kısım için ödemede bulunmadığını belirterek Muş İcra Müdürlüğünün 2020/8446 esas numaralı icra takibinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında olup davacı tarafın dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığını belirterek davanın usulden reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 16/02/2021 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle arabulucuğun dava şartı olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna dair dosyada herhangi bir tutanak yer almadığını, menfi tespit davalarının konusunun, bir miktar para alacağının ve gerektiğinde tazminatın ödenmesine ya da ödenmemesine ilişkin olması hasebiyle diğer eda davaları gibi neticeleri olduğu gerekçesiyle davanın 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun madde 73/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2/son cümle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/2 ve 115/2 uyarınca arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 15/08/2022 tarihli yazısında,6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 73 üncü maddesinin ikinci fıkrasında tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davaların 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaf olduğu belirtildiğini, tüketici olan davacının açtığı eldeki davanın anılan hüküm uyarınca yargılama harçlarından muaf olduğu gözetilmeksizin karar ve ilam harcı ile başvurma harcının davacıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Eldeki dava, davalıya ait okula velisi olduğu çocuklarını kaydettiren davacının kayıt esnasında imzalayarak davalıya teslim ettiği bononun haksız ve hukuka aykırı olarak takibe konulduğu ileri sürülerek anılan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 73/2. maddesi gereği, tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık,tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır. Buna göre davacının da tüketici olduğu ve harçtan muaf olduğu gözetilmeden aleyhine harç yüklenmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış olup Adalet Bakanlığının bu yöne ilişkin kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK’nin 363. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

);