Yargıtay Kararı

mernis adresine çıkartılan tebligat zarfı “açık mavi renk” değilse tebliğ usulsüzdür.

mernis adresine çıkartılan tebligat zarfı “açık mavi renk” değilse tebliğ usulsüzdür.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/11780
K. 2017/2991
T. 1.3.2017
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu tarafından, icra mahkemesine yapılan başvuruda; sair şikayetlerinin yanında ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu da ileri sürülerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi talep edilmiş, mahkemece; tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin, süre aşımı sebebiyle de diğer şikayetlerin reddine karar verilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ İmkansızlığı ve Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 21/2.maddesi; ”Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmünü, “Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü” başlıklı 32. maddesi de; ”Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmünü içermektedir.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 16/2. maddesinde; ”Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebliğ zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir” düzenlemesi, yine aynı Yönetmeliğin 79/2. maddesinde de; “Bu yönetmeliğe ekli örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ancak 16. maddenin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfı açık mavi renkte bastırılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, mernis adresine çıkartılan tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında, tebligatı çıkaran mercii tarafından tebliğ zarfı üzerine, 7201 Sayılı Kanun’un 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında; “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, ayrıca tebliğ zarfının beyaz renkli olduğu, dolayısıyla yapılan tebliğin, 7201 Sayılı Kanun’un 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Usule aykırı tebliğin hükmü ise yukarda yer aldığı gibi 7201 Sayılı Kanun’un 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
O halde mahkemece, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca muhatabın beyan ettiği ıttıla tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabulü ile, tebligat tarihinin buna göre düzeltilerek, borçlunun diğer şikayetlerinin esaslarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);