Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemleri, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden değildir. Haksız azilde, AAÜT’de düzenlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.

13. Hukuk Dairesi         2013/14856 E.  ,  2014/15334 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2010/457-2013/37

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalılardan asil H. A. ve vekili avukat A. R.G. ile davacı asil Y.. O.. vekili avukat O. G.’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıların avukatı olarak, Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1008 esas 2010/533 karar sayılı dosyası üzerinden ortaklığın giderilmesi davası açıp takip ettiğini, 21.5.2010 tarihli bilirkişi raporu ile, davaya konu taşınmazların, 2.867.275,00 TL değerinde olduğu belirlenip, dava sonunda da ortaklığın giderilmesi yönünde karar verildiğini, ne var ki satış dosyası açıldıktan sonra davalılar tarafından haksız olarak azledildiğini, vekalet ücretinin ise ödenmediğini, davalıların paylarına isabet eden taşınmazların değerinin %20’si olan 152.921,33 TL vekalet ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 20.000,00 TL’nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 7.11.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle de talep miktarını 114.690,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar, davacının vekalet görevini özenle ve gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle davacıyı haklı olarak vekillikten azlettiklerini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, “alınan bilirkişi raporu gereğince, azlin haksız olduğu, davacının, davaya konu taşınmazların davalıların hissesine düşen 764.606,66 TL’lik miktar üzerinden Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre takdiren %12 oranında vekalet ücretine hak kazandığı” kabul edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, 91.752,79 TL vekalet ücreti alacağının 20.000 TL’lik kısmına dava tarihi 13.10.2010 tarihinden itibaren, 71.752,79 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi 07.11.2012 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı avukat, davalılara vekaleten ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemlerini takip ettiğini, ancak davalıların kendisini haksız olarak azlettiklerini ileri sürerek, vekalet ücretinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Avukatlık Kanununun 164/4 maddesinde “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı çekişmesizdir. Ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemleri, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden değildir. Bu durumda davacının isteyebileceği akdi vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde düzenlenen maktu vekalet ücreti kadardır. Nitekim Dairemizin kökleşmiş içtihatları da bu yöndedir. (Bkz. 13. Hukuk Dairesine ait 5.5.2014 tarihli 2013/32129 esas 2014/14380 karar; 18.4.2013 tarihli 2013/2954 esas 2013/10144 karar; 2009/895 esas sayılı kararlar.)
O halde mahkemece, dava konusu olayda ücret konusu davanın niteliğine, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmamasına göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, ikinci kısmının birinci bölümü gereğince, maktu oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.570.00 TL. temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 13.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);