Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Şirket yetkilisi tarafından bononun ön yüzüne atılacak imzanın keşideci lehine aval olarak kabulü gerekmektedir.

12. Hukuk Dairesi         2011/1085 E.  ,  2011/16220 K.

“İçtihat Metni”

 MAHKEMESİ : Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2010
NUMARASI : 2010/851-2010/959

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, keşideci ve TSF Y,,, İ,,. G,,a S,,Tic.Lt,,Ş,,aleyhinde,  aynı elden çıkmış çift imza bulunan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, borçlu, kaşedeki imzaların ın alacaklı ile olan şahsi ilişkisi nedeniyle onun tarafından atılmış olduğunu, şirkete sık sık gelen alacaklının borçlunun dikkatsizliğinden yararlanarak şirket kaşesini bonoya basması nedeniyle şirketin  sorumlu olmadığını belirterek borca  itiraz etmiş, mahkemece senetteki  imzaların  şirket kaşesi üzerine atılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
TTK’nun 688/7. maddesi gereğince bonoda, tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde yani metnin altına atılması zorunludur. Senede aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış ise, bu senedin geçerliliğine etki etmez. Bonoda sorumluluğun tek imza ile doğduğu dikkate alındığında birden fazla atılan imzaların sahiplerinin durumuna göre asıl borçlu veya aval veren olarak nitelendirilmesi gerekir. Sadece imzadan ibaret aval de mümkündür. Muhatap veya keşideci imzaları dışında bononun ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Bu açıklamalar karşısında sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön  yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan bonoda imzanın şirket kaşesi üzerine ya da yanına atılacağına dair TTK’nda herhangi bir yasal düzenleme olmayıp, şirketi temsile yetkili bir imzanın senedin ön yüzünde bulunması yeterlidir. Bu şekilde şirketin unvanının tam olarak yazılmış olması koşuluyla şirket yetkilisi tarafından bononun ön yüzüne atılacak imzanın keşideci lehine aval olarak kabulü gerekecektir.
Somut olayda, takip konusu bonoda keşideci olan Tın, hem kendi adına hem de  şirket yetkilisi olarak imza attığı ve şirketin unvanının tam olarak senette yazılı olduğu görülmektedir. Bu durumda şirket avalist sıfatıyla sorumlu olduğundan bu nedene dayalı iptal kararı doğru değildir.
Ayrıca, borçlu şirketin takip talebinde eksik yazılan unvanının, bu ad altında farklı şirket bulunduğu iddia ve ispat edilemediğine göre, alacaklı tarafından tamamlanmış olması da takibin iptali sonucunu doğurmaz.
O halde mahkemece, şikayetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/09/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);