Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Sitede bulunan asansörün düşmesi sonucu oluşan zarara ilişkin davada asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

4. Hukuk Dairesi         2016/9645 E.  ,  2016/11207 K.
“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı – karşı davalılar .. vekilleri Avukat … tarafından, davalı – karşı davacı … aleyhine 17/04/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat ile 29/05/2012 gününde verilen karşı dava dilekçesi ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 31/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı – karşı davacı vekili ve dahili davalı … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava ve karşı dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı vekili ve dahili davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalıların yönetici olduğu sitede kiracı olarak oturan davacıların, asansörün düşmesi sonucu yaralandıklarını, asansörün bakımının yapılmaması ve standartlara uygun kullanıma hazır hale getirilmemesi nedeniyle davalıların sorumlu olduklarını belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesi ile asansör arızasına davacıların sebep olduklarını belirterek tamir için yapılan .. TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Dosya kapsamından; davanın asliye hukuk mahkemesinde açılmış olduğu, .. sayılı kararı ile, davanın kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava ve karşı dava dilekçelerinden, söz konusu zararların asansörün düşmesi neticesinde oluştuğu anlaşıldığına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yönler ile davanın niteliği gözetilerek, genel hükümlere göre yargılama yapılıp karar verilmesi için asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/11/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ortak Yerler başlıklı 4/a maddesi ve aynı kanunun Görevli Mahkeme başlıklı ek madde 1’e göre uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde görülüp çözümlenmesi gerekeceğinden, uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan sayın çoğunluğun göreve yönelik bozma kararına katılmıyorum. 15/11/2016

);