Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Taraflar adreslerinin dava dilekçesinde bulunması zorunlu ise de dava bir vekil aracılığı ile açılır ise ayrıca dava dilekçesinde davacının adresinin yazılı olmaması bir eksiklik değildir.

17. Hukuk Dairesi         2016/14741 E.  ,  2017/8120 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait araca, davalıların malik ve sürücüsü bulunduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL değer kaybı ve 500,00 TL araç mahrumiyet bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, yetki ve görev itirazı ile birlikte gerçek zararın tespiti gerektiğini belirterek ve davanın … şirketine ihbarını talep ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesindeki davacı şirketin adres eksikliğinin tamamlanması yönünde muhtıranın 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, muhtıraya istinaden davacı vekili tarafından 18/05/2016 tarihinde UYAP üzerinden gelen dilekçesinde davacı şirketin tam ünvanı ile vergi numarasının bildirildiği, ancak davacının adresinin bildirilmediğinin görüldüğü, muhtıra tebliğine rağmen kesin süre içerisinde adres eksikliğinin giderilmediği anlaşıldığından, HMK’nın 119/2. gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 119/1. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, 119/2. maddesinde, bunlardan taraf adresleri de dahil bazı hususların eksik olması hâlinde, hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Tarafların adreslerinin dava dilekçesinde bulunması zorunlu ise de dava bir vekil aracılığı ile açılır ve dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunulan vekaletnamede davacının adresi yazılır ise ayrıca dava dilekçesinde davacının adresinin yazılı olmaması bir eksiklik değildir. Çünkü dava dilekçesinde davacının adresinin yazılması zorunluluğu usulünce ve sağlıklı bir tebligat yapılabilmesi amacına yöneliktir. (Kuru Usul, C.II, s.1573; Üstündağ, Usul, s.459; Yılmaz, Şerh, s.818.Özekes, Pekcanıtez Usul Cilt II, s.1120-1121)
Somut olayda; dava dilekçesinde davacı şirket adresinin bildirilmediği, ancak şirketin vekille temsil edildiği ve dilekçe ekinde yer alan vekaletnamede davacı şirketin açık adresinin yazılı olduğu görülmüştür.
Bu durumda HMK’nun 119/b maddesinde belirtildiği üzere davacının adresinin bildirilmediği ve dava dilekçesinin düzenlenmesinde kanuni bir eksikliğin bulunduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.09.2017 gününde Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalefet)


-KARŞI OY-

01.10.2011 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu özel hukuk yargılamasında yargılamanın hızlı ve sağlıklı ve belirli bir disiplin içinde yürütülmesi için davanın açılmasından kararın kesinleşmesi aşamasına kadar bir dizi kurallar getirmiştir. Bu kurallara tarafların uyması gerektiği gibi mahkemelerde uymak zorundadır. Bu kurallardan biri de davanın açılması ile ilgili kurallardır. HMK 118 ve devamı maddelerinde hukuk mahkemelerinde davanın açılmasında uyulması gereken kurallar düzenlenmiştir. HMK 119.maddesinde ise mahkemeye verilecek dava dilekçesinin içeriği yani hangi unsurları taşıması gerektiği gösterilmiştir.
HMK “Dava dilekçesinin içeriği” Başlıklı 119. maddesi:
(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre dava dilekçesinde davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri, açık bir şekilde talep sonucu ve davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası sonradan tamamlanabilir unsurlar olarak gösterilmiştir.
Sonradan tamamlanabilir unsurların dava dilekçesinde olmaması durumunda hakimin nasıl bir yol izleyeceği kanunda açıkça düzenlenmiştir. Buna göre dava dilekçesinde maddede açıkça belirtilen unsurlarda bir eksikliğin bulunması durumunda hakim davacı tarafa bu eksikliğin giderilmesi için bir haftalık kesin süre verecektir. Bir haftalık kesin süre içinde eksiklik giderilir ise dava dilekçesi kabul edilerek yargılama safhalarına geçilecektir. Ancak davacı tarafça verilen kesin süre içinde eksik tamamlanmamış ise HMK’nın 119/2. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir.
Somut olay incelendiğinde, davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde sadece davacının adı soyadının yer aldığı adresinin bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece 119/2. maddesi gereği davacı vekiline eksikliğin tamamlanması için bir haftalık kesin süre verildiğine ilişkin muhtıra çıkarılmıştır. Davacı vekili tarafından HMK’nın 119. maddesinde dava dilekçesinin bir unsuru olan davacının adresi verilen kesin süre içinde bildirilmediğinden mahkemece HMK’nın 119/2. maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk, davacı vekilinin sunduğu vekaletnamede davacının adresinin bulunmuş olması nedeniyle HMK’nın 119. madde gereği davacıya süre verilmesine gerek olmadığı, 14.04.2016 tarihli tensip tutanağında vekaletnamede yer alan adresinin dışında bir adrese de yer verilmiş olması nedeniyle bu yönde inceleme yapılmadan, dava ve usul ekonomisine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş şeklinde kararın bozulması gerektiğine karar vermiş ise de çoğunluğun bu düşüncesine katılmam mümkün değildir. Şöyle ki, kanunun emredici hükümlerine davacının tarafları ve mahkemelerde uymak zorundadır. Emredici kuralları esneterek yada yorum yoluyla genişleterek kanunda olmayan kurallar ihdas edilmesi yargının görevi değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde dava dilekçesinde hangi unsurların olacağını açıkça düzenlemiştir. Maddede sayılan unsurlardan biri de davacının adresidir. Davacının adresinin dava dilekçesinde yer almaması durumunda hakimin ne yapması gerektiği yine aynı maddenin ikinci fıkrasında yoruma açık olmadan emredici şekilde düzenlenmiştir. Hakim bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verecektir. Somut dosyada hakimde kanunun bu emredici kuralını uygulamıştır. Bu kanun maddesinden hakime dosya içinde davacının adresleri araştırma görevi verilmediği gibi hakime taktir hakkı da tanınmamıştır. Bir başka anlatımla Davacının dava dilekçesinde kesin süreye rağmen tamamlamadığı ve kanunda açıkça düzenlenen bir hususta hakimin davacının yerine geçerek eksikliği dosya içine konulan belgelerle tamamlaması hakimin işi değildir. (Özekes, eksiklik hali, s.269-270) Kaldı ki tensip tutanağında yer verilen adresin dosya içinde olan bir belgeden alınmadığı sehven yazıldığı da açıkça görülmektedir.
Tüm bu nedenlerle mahkemenin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesine uygun vermiş olduğu davanın açılmamış sayılmasına kararının onanması gerekirken bozulması yönünde ki çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

);