Yargıtay Kararı

Terditli olarak açılan davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul kararı verilmesi durumunda iki ayrı dava için iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemez.

Terditli olarak açılan davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul kararı verilmesi durumunda iki ayrı dava için iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemez.

8. Hukuk Dairesi         2018/12122 E.  ,  2018/20052 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : …… İptali, Tescil Ve Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.03.2018 gün ve 2016/2892 Esas, 2018/9983 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı … vekili, davalı ile evli olduğu dönemde davacının ……sından intikal eden …… hissesini üçüncü bir kişiye devrettiğini, davalı eşinin nakte ihtiyacı olması sebebiyle elde ettiği parayı davalı eşine verdiğini, buna karşılık davalı eşin ileride edinilecek binanın ……sunu kendisine verme taahhüdünde bulunduğunu ancak dava konusu taşınmazın davalı tarafından kendi adına satın aldığını ileri sürerek, 11 numaralı bağımsız bölümün …… kaydının iptali ve davacı adına tesciline, olmadığı takdirde katkı payından dolayı şimdilik 20.000,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, çekişme konusu bağımsız bölümün kendisi tarafından satın alındığını, davacının inanç ilişkisini yazılı olarak kanıtlaması gerektiğini açıklayarak, açılan davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 11 numaralı bağımsız bölüme ait …… kaydının iptali ile davacı adına ……ya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03/05/2011 tarih 2011/1465 Esas, 2011/5999 Karar sayılı ilamı ile “..07.10.1953 tarihli ve 7/8 sayılı Yargıtay…… Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında Türk Medeni Kanununun 706. maddesi hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve mülkiyet iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak dinlenen tanık sözlerine değer tanınmak suretiyle ilk kademedeki istemin yazılı olduğu şekilde kabulü açıklanan nedenlerle doğru olmamıştır. Davacının katkı payından kaynaklanan alacak isteminin değerlendirilmesine gelince, mahkemece yapılması gereken iş; davacı eşe çekişme konusu taşınmazın kazanılmasında katkı payı olup olmadığı hususundaki tüm delillerini isteyip toplamak, aynı konuda davalıdan delillerini sorup saptamak, özellikle davacının 31.10.1991 tarihinde ……sından intikal eden …… hissesinin devri ile elde ettiği gelir de dikkate alınarak kazanmada davacı eşin katkısının ne olduğu tarafların gelir durumlarına bakarak araştırmak, gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılarak taşınmazın değerine göre oranlama suretiyle davacı katkı payının davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği” gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada davacı vekili harcını yatırmak suretiyle sunnduğu 03.04.2013 tarihli dilekçe ile talep miktarını 40.000 TL olarak arttırmıştır.


Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının …… iptal ve tescil talebinin reddine, tarafların incelenen sosyal ve ekonomik durumları, özellikle davacının ……sından kalan …’de bulunan taşınmazı satarak elde ettiği gelir gözetilerek, 743 sayılı TMK’nın yürürlükte olduğu ve eşler arasında taşınmazın edinme tarihi itibariyle mal ayrılığı rejimin geçerli olduğu kocanın evin geçimine yapacağı katkı oranı da düşünülerek dava konusu yapılan 20.000 TL’nin dava tarihi olan 13/01/2003 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından davacı tarafın ıslah talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece davacı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilerek, davalı vekilinin temyiz itirazları uyarınca vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır. Bu defa davacı vekili dilekçesinde yazılı nedenlerle karar düzeltme talebinde bulunmuştur.


Dava terditli olarak açılmış olup, ilk talep …… iptal-tescil, bu talebin yerinde görülmemesi halinde 20.000 TL alacağa hükmedilmesine ilişkindir. Mahkemece …… iptal-tescil talebinin reddine, alacağa yönelik talebin ise kısmen kabulü ile 20.000 TL’nin kabulüne, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından ıslah talebinin reddine karar verilmiştir. Terditli (kademeli) olarak açılan davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul kararı verilmesi durumunda iki ayrı dava için iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemez. İkinci talep hakkında verilen karara göre harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri hakkında hüküm kurulur. Her ne kadar mahkemece, ikinci talep olan alacak talebi hakkında kısmen kabul hükmü kurulmuşsa da aynı hükümde bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı da belirtildiğine göre mahkemenin ikinci talep hakkında kabul kararı verdiğinin kabulü gerekir. Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, kabul edilen 20.000 TL’den ayrı fazla istek yönünden red kararı verildiği kabul edilemeyeceğinden, reddedilen bölüm üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişen Dairenin 27.03.2018 tarihli ve 2016/2892 Esas-2018/9983 Karar sayılı ilamı maddi hataya dayalı olup kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün tümüyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ: 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 Sayılı HUMK’un 442. maddesi gereğince, yukarıda açıklanan sebeple davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairenin 27.03.2018 tarih, 2016/2892 Esas-2018/9983 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının tamamen KALDIRILMASINA, usul ve kanuna uygun olan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 1.366,20 TL onama harcının da davalıdan alınmasına, 12.12.2018 tarihinde oybirlğiyle karar verildi.

);