Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Ticaret sicilinden terkin edilen şirket hakkında takip başlatılması ve işlem yapılması geçersiz ce yok hükmündedir.

12. Hukuk Dairesi         2015/6180 E.  ,  2015/12506 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü sair iddialarının yanı sıra, borçlu … nin 15.11.2013 tarihinde Ticaret sicilden terkin edildiğini, bu nedenle hakkında takip işlemleri yürütülmesi ve sonuçta taşınmazın satışının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkemece; şikayetin reddine karar verilmiştir.
Borçlu … ….i nin 6102 sayılı TTK ‘nun geçici 7. maddesi uyarınca 15.11.2013 tarihinde resen Ticaret sicilden terkin edildiği, bundan sonra alacaklı tarafından borçlular hakkında 28.11.2013 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilerek takip işlemlerine devam edildiği ve rehne konu taşınmazlardan 2086 parsel 5. kat 12 nolu bağımsız bölümün 12.08.2014 tarihinde talimat dosyasında yapılan ihalede satıldığı görülmektedir.
6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde; Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sonra eren şirketin, takibin tarafı olmak ehliyeti de bulunmamaktadır.
Feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin gerek yargıda gerekse diğer resmi merciler önünde temsil edilebileceğinden bahsetmek olanaklı değildir. Dolayısıyla, tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren (münfesih) şirketin takibin tarafı olmak ehliyeti de bulunmamaktadır. Ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanması ve yürütülmesi tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkündür. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu hususu resen de göz önünde bulundurması zorunludur.

Diğer yandan, İİK’nun 149. maddesinde; “İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Buna göre; Ticaret sicilinden terkin edilen borçlu limited şirket hakkında takipte taraf olarak gösterilmek suretiyle icra takibine başlanması ve takip işlemlerine devam edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup; ipotek veren … ile asıl borçlu limited şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren … hakkında icra takibe geçilmesi ve takip işlemlerine devam edilmesine de imkan yoktur.
O halde; mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);