Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Mucibince İ.İ.K Takibin Yenilmesi Hususu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Mucibince İ.İ.K Takibin Yenilmesi Hususu

“T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

ESAS NO: 2017/12-1147
KARAR NO : 2017/1304
KARAR TARİHİ: 08/11/2017DAVA :
Taraflar arasındaki “memur işleminin şikayet yolu ile iptali” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda Borçka İcra (Hukuk) Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 10.07.2013 gün ve 2013/2 E., 2013/12 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin şikâyetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.12.2013 gün ve 2013/31165 E., 2013/38701 K. sayılı kararı ile,“…Alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer (İİK madde 78/2.C.1). Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılacağından (md.78/4) alacaklı, haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. Diğer taraftan aynı maddenin 5. fıkrasında; ilama dayalı olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine harç alınacağı öngörülmüştür.Somut olayda, örnek 7 numaralı ödeme emri, borçluların birincisine 18.9.2009 tarihinde, ikincisine 30.9.2009 tarihinde,üçüncüsüne 01.10.2009 tarihinde tebliğ edilmiş ve alacaklı tarafından 10.3.2010 ve 26.05.2010 tarihlerinde, yani yasal bir yıllık süre içerisinde borçluların menkullerinin ve borçlu…’in maaşının haczi talep edilmiş olmakla, alacaklının “haciz isteme hakkı” düşmemiştir. Bu durumda alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için İİK’nın 78/5. maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek yoktur. Başka bir ifadeyle alacaklı yenileme talebinde bulunmaksızın doğrudan haciz isteyebilir. İİK’nın 110/3. maddesinde haczin konulması ve muhafazası gibi giderlerden alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmektedir. Anılan düzenleme yenileme harcı ve haciz isteme süresi ile ilgili olmadığından somut olayda uygulama yeri yoktur.

O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir…”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR :
Talep, memur işleminin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir.

Şikâyetçi vekili, şikâyet edilen borçlular aleyhine Borçka İcra Dairesinde 11.09.2009 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluların tümüne tebliğ edildiğini, süresi içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, borçlular hakkında birçok icra işlemi gerçekleştirildiğini, ancak dosyada 2004 Sayılı İİK’nın ilgili maddelerinde belirtildiği süre boyunca herhangi bir haciz işlemi yapılmadığından konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, 22.04.2013 tarihinde verilen dilekçeyle haciz işlemi talep edilmişse de öncelikle dosyanın yenilenmesi, yenileme için ise başvuru ve peşin harcın yatırılması gerektiği şeklinde karar alındığını, Borçka İcra Dairesi işleminin haksız olduğunu ve kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, Borçka İcra Dairesinin 2009/921 Sayılı takip dosyasından verilen 22.04.2013 tarihli “Karar Tensip Tutanağı” başlıklı kararın iptali ile dosyanın harç alınmaksızın yenilenmesine karar verilmesini şikâyet yolu ile istemiştir.

Yerel Mahkemece davaya konu Borçka İcra Dairesinin 2009/921 Sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin 10.03.2010 tarihinde haciz talebinde bulunduğu, bunun üzerine borçlulara ait 34 TK 498 ve 34 ZP 7400 plaka sayılı araçların 11.04.2010 tarihinde haczedildiği, bundan sonra alacaklı vekili 26.05.2010 tarihinde borçlu…’in maaşının haczini talep etmişse de dosyada bu haczin uygulandığına dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, bu tarihten sonra alacaklı vekilinin dosyada herhangi bir talebinin olmadığı, araçların haczedildiği tarihe göre araçların satışının 11.04.2011 tarihine kadar istenmesinin mümkün olduğu, bu tarihe kadar haciz talep edilmediğine göre haczin bu tarihte düştüğünün kabulünün gerekeceği, haczin düştüğü 11.04.2011 tarihinden dosyanın muameleden kaldırıldığı 12.12.2012 tarihine kadar bir yıldan fazla süre geçtiğinden dosyanın muamaleden kaldırılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, muameleden kaldırılan dosyanın yenilenmesi talep edildiği takdirde İİK 78/5 maddesi hükmü gereğince yeniden harç alınacağı, yenileme harcı ödenmemesi sebebiyle yenileme talebinin reddi yönündeki İcra Dairesi işleminin Kanuna uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, verilen karar şikâyetçi vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı, şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, İİK’nın 78/2 ve 4. fıkralarındaki yasal gereklilik (ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde haciz talep edilmiş olması halinde) yerine getirildikten sonra başka sebeplerle dosyanın işlemden kaldırılıp kaldırılamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere alacaklının haciz isteme hakkı bir yıllık süreye tabidir. Haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekte düşer. (İİK’nın 78/2. madde C.1) Alacaklı, bir yıllık süresi (İİK’nın 78/2. md.) içinde haciz talebinde bulunmaz veya (bir yıl içinde yaptığı) haciz talebini geri alıp da, bu (aynı) bir yıllık süre içinde yeniden haciz talebinde bulunmaz ise takip dosyası işlemden kaldırılır. (78/4 md.) Bu halde takip dosyası yalnız işlemden kaldırılır; yoksa icra takibi düşmez. Yani icra takibi derdest kalmakta devam eder. Bu halde yenileme talebinde bulunmak suretiyle aynı takip dosyasında haciz isteyebilir. (78/5 md.)
Buna karşılık alacaklı bir yıllık süresi içinde haciz talebinde bulunmuş ise aynı bir yıllık süre içinde (hatta daha sonra) borçlunun mallarının haczedilememiş olması haciz isteme hakkının düşmesini ve dolayısıyla takip dosyasının işlemden kaldırılmasını gerektirmez. Bu halde icra takibi derdest kalmakta devam etmektedir ve alacaklının bir yıllık süresi içinde yapmış olduğu haciz talebi gereğince (bir yıl geçtikten sonra) borçlunun mallarının haczedilmesini istemesi, İcra ve İflas Kanunu’nun 78/5. maddesi anlamında yenileme talebi niteliğinde değildir. Yani bu halde alacaklının yeniden harç ödemesine ve talebin borçluya tebliğine gerek yoktur. (Kuru B.: İcra ve İflas Hukuku EI Kitabı, 2013, 2. Baskı, sh 414, 415).
Somut olayda örnek 7 ödeme emri borçluların birincisine 18.9.2009 tarihinde, ikincisine 30.9.2009 tarihinde,üçüncüsüne 01.10.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, alacaklı vekili yasal bir yıllık süre içinde borçluların menkullerinin ve borçlunun maaşının haczini talep etmiş olmakla alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiştir. Bu durumda alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için İİK’nın 78/5. maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek yoktur. Başka bir ifadeyle alacaklı yenileme talebinde bulunmaksızın doğrudan haciz isteyebilir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ :
Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

C) OLAYIN ÖZETİ

Alacaklı tarafından 11/09/2009 tarihinde üç farklı borçlu hakkında Borçka İcra Dairesi’nde ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Birinci borçluya 18/09/2009 günü, ikinci borçluya 30/09/2009 günü ve üçüncü borçluya 01/10/2009 günü Örnek 7 ödeme emri tebliğ edilmiştir. Tüm borçlulara ödeme emri tebliğ edildikten sonra herhangi bir itirazda bulunan borçlu olmadığından icra takibi kesinleşmiştir.

Takibin kesinleşmesine müteakip alacaklı tarafından takip başlatıldıktan altı (6) ay sonra borçluların araçlarına haciz konulması talep edilmiş ve icra dairesi tarafından borçlulara ait araçlara haciz konulmuştur. Yine takip başlatıldıktan sekiz (8) ay sonra alacaklı tarafından borçlulardan birinin maaşının haczedilmesi talep edilmiştir. Ancak maaş haczi talebinin icra dairesi tarafından uygulandığına dair bir belgeye veya işveren tarafından sunulmuş bir dilekçeye takip dosyasında rastlanmamıştır.

Alacaklı tarafından maaş haczi talebinden sonra dosyada herhangi bir işlem yapılmadığından 12/12/2012 günü 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78’inci maddesi uyarınca icra dairesi tarafından dosya takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmıştır.

Dosyanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasından sonra, 22/04/2013 günü, alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra dairesi tarafından öncelikle dosyanın yenilenmesi, yenileme için başvuru ve peşin harç yatırılması gerekçeleriyle haciz talebi reddedilmiştir.

Dosyanın yenilenmesi, yenileme için başvuru ve peşin harcı yatırılması ile haciz talebinin reddi kararına karşı alacaklı tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16’ncı maddesi uyarınca memur işleminin şikâyeti yoluna gidilmiştir.

D) MERCİ KARARLARI

1) İlk Derece Mahkemesi Kararı

Borçka İcra Hukuk Mahkemesi tarafından alacaklı tarafın 10/03/2010 tarihli haciz talebine istinaden icra dairesinin borçlular adına kayıtlı iki adet araca 11/04/2010 tarihinde haciz konulduğu, yine alacaklı tarafça 26/05/2010 tarihinde maaş haczi talep edildiği, ancak maaş haczi ile ilgili dosyada hiçbir belgenin bulunmadığı, maaş haczi talebinden sonra da alacaklı tarafın başka bir talebinin olmadığı, borçlular adına kayıtlı iki adet araca haciz konulduğu 11/04/2010 tarihi nazara alınarak 11/04/2011 tarihine kadar araçların satışının istenmesinin mümkün olduğu hâlde alacaklı tarafından böyle bir talepte bulunulmadığından 11/04/2011 tarihinde haczin düştüğünün kabulünün gerekeceği, dosyanın muameleden kaldırılmasında usulsüzlük bulunmadığı ve yenilenmesi talep edildiği takdirde İİK 78/5 uyarınca yenileme harcı alınacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

(*Satış talebi müddetlerine yer verilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 106’ncı maddesinde 6352 sayılı Kanun ile birlikte 02/07/2012 günü değişiklik yapılmış olup bu değişiklik 05/01/2013 günü yürürlüğe girmiştir. Değişiklikle birlikte taşınırlar için satış talebi müddeti bir (1) yıldan altı (6) aya, taşınmazlar için satış talebi müddeti iki (2) yıldan (1) yıla düşürülmüştür. Mahkeme kararında araçlara haciz konulduğu ve haczin düştüğünün kabul edildiği tarihler ise madde değişikliği öncesine tekabül etmekte olup o tarihte araçlar için satış isteme müddeti bir yıldır.)

2) Özel Daire Kararı

İlk derece mahkemesi kararının temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda alacaklı tarafından 10/03/2010 ve 26/05/2010 tarihlerinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78/2’nci maddesinde belirtilen yasal bir yıllık süre içerisinde borçluların menkullerinin ve bir borçlunun maaşının haczinin talep edildiği, dolayısıyla alacaklının haciz isteme hakkının düşmediği, yeniden haciz istemesi için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78/5 maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliğ edilmesine ve yenileme harcı alınmasına gerek olmadığı, alacaklının yenileme talep etmeksizin doğrudan haciz isteyebileceği gerekçesiyle isabetsiz görülen şikayetin reddi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3) Hukuk Genel Kurulu Kararı

Bozma kararına karşı ilk derece mahkemesi önceki kararında direnmiş olup direnme kararına müteakip Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya süreci ve talep tarihleri göz önüne alınarak alacaklının haciz isteme hakkının düşmediği, bu nedenle yeniden haciz istemesi için yenileme harcı ödemesine ve yenileme emri tebliğ ettirmesine gerek olmadığı gerekçesiyle özel dairenin bozma kararındaki gerekçeleri isabetli bulunmuş ve direnme kararı bozulmuştur.

İcra takibini usulüne uygun olarak kesinleştirmiş bir alacaklının borcu tahsil etme maksadıyla haciz isteme hakkı bulunduğu tartışmasızdır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78’inci maddesinin 2’nci fıkrasında alacaklının haciz talebinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde yapılması gerektiği ile itiraz, dava ve ödeme taahhüdünün bu süreyi keseceğine;

Aynı maddenin 4’üncü fıkrasında haciz talebinin yasal süresi(1 yıl)nde yapılmaması hâlinde dosyanın işlemden kaldırılacağına,

5’inci fıkrasında ise yeniden haciz isteme hakkının yenileme harcı yatırıldıktan ve yenileme emri borçluya tebliğ edildikten sonra elde edileceğine hükmedilmiştir.

Yukarıda incelenilen kararda da yer verildiği üzere tartışma konusu olan husus; uygulamada, icra dosyalarının muameleden kaldırılmasında alacaklı tarafından yapılan son talep tarihinin göz önüne alınmasıdır.

Örneğin; takip açılış ve ödeme emri tebliğ tarihlerine bakılmaksızın alacaklı tarafından yapılan son haciz talebinin 24/02/2018 günü yapıldığından ve alacaklının sonrasında hiç bir talepte bulunmadığından bahisle 24/02/2019 günü icra dosyası işlemden kaldırılmaktadır.

Dolayısıyla alacaklının son talep tarihinin göz önüne alınarak dosyanın işlemden kaldırılması ve alacaklıdan yenileme harcının alınmasının da bu hususa bağlanması kanun hükmü aksine yanlış bir uygulama yapıldığına işaret etmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da incelenen Hukuk Genel Kurulu kararı ile aynı doğrultuda olup 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78’inci maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması işlemlerinde göz önüne alınması gereken hususun alacaklı tarafın dosyadaki son talep tarihi değil ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde haciz talebinde bulunulup bulunulmadığıdır.

Yine öğretide bu konuyla ilgili İcra İflas Hukuku El Kitabı’nda Prof. Dr. Baki Kuru tarafından “(…) Bir yıllık süresi içerisinde haciz talebinde bulunulmaması veya yapılmış olan haciz talebi geri alınıp da aynı bir yıllık süre içinde yeniden haciz talebinde bulunulmaması nedeniyle takip dosyasının işlemden kaldırılması (md. 78/4) üzerine alacaklı yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalıdır (md. 78/5). Bu yenileme talebi yalnız haciz talebi içindir. Takip dosyasının işlemden kaldırılması üzerine alacaklının haciz isteyebilmek için takip talebini (md. 58) yenilemesine ve borçluya yeni bir ödeme emri gönderilmesine gerek yoktur. Çünkü kesinleşmiş olan bir takip devam etmektedir, yani derdesttir. (…)” yorumuna yer verilmiştir.

Ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde haciz talebinde bulunmayan alacaklının ise her hâlükarda haciz isteme hakkını kaybettiği ve haciz talebinde bulunmak için yenileme harcı yatırması ve borçluya yenileme emri tebliğ edilmesi gerektiği aşikârdır.

Son olarak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2006/15390 esas 2006/18841 karar sayılı ilâmında da “(…) Somut olayda, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde alacaklı vekilinin talebi ile borçlu adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına haciz konulmuş olmakla, İİK’nın 78/2 maddesinde düzenlenen ‘haciz isteme hakkı’ süresi içinde yerine getirilmiştir. Ancak, yasada öngörülen zamanda satış istenmediğinden İİK’nın 106 ve 110 maddeleri gereğince haciz kalkmıştır. İİK’nın 78/son maddesi gereğince yeniden haciz uygulanabilmesi için borçluya yenileme emri tebliğine ve yenileme harcı alınmasına gerek yoktur. O hâlde, Mahkemece şikâyetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir. (…)” denilerek;

Haciz isteme hakkının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 78’inci maddesinde, satış talebi müddetinin 106’ncı maddesinde, haczin kalkmasının ise 110’uncu maddesinde düzenlendiği,

Haciz isteme hakkı, satış talebi ve haczin kalkmasının birbirinden bağımsız hususlar olduğu, her birinin uygulama alanlarının farklı olduğu ifade edilmiştir.

Bütün bu anlatılanlar ışığında ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren geçen bir yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunan alacaklı, artık yenileme harcından sorumlu olmayacak ve her durumda yeniden haciz talebinde bulunabilecektir.

);