Yargıtay Kararı

Kiracı, kiralananı erken tahliye ettiği takdirde makul süre kira bedelinden sorumludur.

Kiracı, kiralananı erken tahliye ettiği takdirde makul süre kira bedelinden sorumludur.

6. Hukuk Dairesi         2014/8565 E.  ,  2015/8177 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava makul süre kira alacağının tahsili istemine ilişkindir mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu kapsamında, hisselerinin tamamı devlete ait bir kuruluş olduğunu müvekkiline ait … yolcu salonu içinde bulunan 116 m2 lik alanın ve Salıpazarı 1 nolu yolcu salonunda bulunan 31 m2 lik alanın gümrük hattı dış eşya satış mağazası olarak kullanılmak üzere davalıya kiralandığını, davalının bu kiralananlarla ilgili toplam 283.312,00 EURO kira borcunu ödemediğinden hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan davada itirazın kaldırılması ile kiralananların tahliyesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak borçlar ödendiğinden davalının kiralananlardan tahliyesine yönelik olarak hiçbir işlem yapılmadığını, buna rağmen davalının … 1 nolu yolcu salonundaki 116 m2 lik alanı 22.04.2013 tarihinde, … nolu yolcu salonundaki 31 m2 lik alanı ise 16.04.2013 tarihinde tahliye ettiğini, bu durumda kiracının sorumluluğunun tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için gereken süreyle sınırlı olduğunu, kira işleri yönetmeliğine göre hazırlık ihale onay ve sözleşme süreçleri dikkate alındığında asgari 80 günlük sürede kiralananların yeniden kiraya verilebileceğini belirterek, 80 günlük kira gelir kaybı karşılığı 67.586,66 Euronun ticari faizi ile birlikte fiili ödeme günlü kur karşılığı TL olarak davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, davacı kurumun kira bedellerinin eksik ödenmesi nedeni ile icra hukuk mahkemesinde tahliye davası açtığını, tahliye kararının kesinleşmesi üzerine müvekkili şirket tarafından ihtar çekilerek usulüne uygun şekilde anahtarların teslim edildiğini, müvekkili tarafından kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin söz konusu olmadığını açılan tahliye davası ve özelleştirme nedeni ile yapılan bildirimlere istinaden tahliyenin gerçekleştiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece İcra Hukuk mahkemesince verilen tahliye kararına istinaden taşınmazların, baskı altında bulunun davalı tarafça tahliye edildiği, tahliye iradesinin davacı ya ait olduğu, kira sözleşmesine konu yerlerin bulunduğu tesislerin özelleştirilmesine karar verildiği, bu sebeple kiracıların tahliye edilmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafından taşınmazın yeniden kiraya verilmesinin söz konusu olmayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 22.03.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmeleri ile kiralanan alanlardan Salıpazarı 1 nolu yolcu salonunda bulunan 31 m2’lik alan, aylık 5345 Euro, Karaköy yolcu salonu içinde bulunan 116 m2’lik alan ise aylık 20.000 Euro kira bedeli ile davalıya kiralanmıştır. Sözleşmenin 14.11.maddesinde; Kiracının sözleşme süresinin bitim tarihinden en geç 30 gün önce kiralananı tahliye edeceğini yazılı olarak kiralayana bildirmek zorunda olduğu, kira süresi dolmadan kiralananı tahliye ederse yeniden kiraya verilinceye kadar boşta geçen sürelerin bedelini ve diğer zararları ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından kira alacaklarının tahsili için kiracı ve kefil hakkında başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında … İcra Hukuk Mahkemesinin 18.10.2012 tarih ve 2012/766 Esas 2012/1347 Karar sayılı kararı ile kiracının itirazının kaldırılmasına ve kiralananlardan tahliyesine karar verilmiş kefil yönünden ise uzayan dönemde sorumlu olmadığından dava reddedilmiş olup kararın her iki taraf vekilince de temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.02.2013 tarih ve 2013/5 Esas 2013/3180 Karar sayılı kararı ile davalı borçluların temyiz itirazları reddedilerek alacaklı lehine sözleşmede kefilin sorumlu olduğu süre ve miktar açıkça belirtildiğinden kefil hakkındaki davanın da kabul edilmesi gerektiğine yönelik olarak bozulmuştur. Verilen karar üzerine davalı kiracı tarafından gönderilen 05.04.2013 tarihli ihtarname ile kiralananların, kiralayanın talebi, mahkemenin kararı ve kararın onanması sonucu derhal tahliye edileceği bildirilmiştir. Kiralananlardan… 1 nolu mahallin 16.04.2013 tarihinde … yolcu salonundaki mahallin 22.04.2013 tarihinde tahliye edilerek kiralayana teslim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
TBK.nun 325.maddesi uyarınca; kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer. Kiraya veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür.Dava konusu olayda, her ne kadar kiralanan, kiralayanın kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi istemiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye davasında verilen tahliye kararı gereği tahliye edilmiş ise de, bu duruma davacı kiracının kira bedelini süresinde ödememesi ve temerrüde düşmesi sebep olmuş, başka bir anlatımla kiralananın tahliyesine kiracı kendisi sebebiyet vermiştir. Bu durumda kiracı yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesine kadar geçecek makul süre kira parasından sorumludur. Mahkemece her ne kadar tahliye iradesinin davacı kiralayana ait olduğu belirtilmiş ise de davacı kiralayanın tahliye istemesinin sebebi kiracının kira paralarını ödememesidir. Öte yandan kiralananların üzerinde bulunduğu tesislerin özelleştirilmesine karar verilmesi kendiliğinden kiralananların tahliyesini gerektirmez. Bu durumda mahkemece, kiralananların aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için geçecek süre belirlenerek ve sözleşme süresi ve taşınmazlar yeniden kiraya verilmiş ise kiraya verildiği tarih de gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);