Zamanaşımı müteselsil sorumlular için ortak savunma olmayıp sadece def’iyi ileri süren borçlu yararlanır.
17. Hukuk Dairesi 2016/16333 E. , 2017/3763 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı … şirketi nezdinde kasko sigortalı aracın 16/04/2011 tarihinde seyir halinde iken ters şeritten gelen … …’ın sevk ve idaresindeki sigortalı araca çarptığını ve aracın hasar gördüğünü, müvekkili şirketçe sigortalıya 5.805,00TL’nın 09/06/2011 tarihinde ödeme yapıldığını, tahsil amacıyla … 14. İcra Müdürlüğünün 2012/3912 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle davalı borçluların itirazlarının iptaline, takibin devamına, asıl alacağa ödeme tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, davalıların %100 oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 155. Maddesine göre “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur” Ancak zamanaşımı def’i müteselsil sorumlular için ortak savunma değildir. Zamanaşımı definden yalnızca defi ileri süren yararlanır. Bu nedenle; davalı …’in zamanaşımı def’inde bulunmadığı anlaşıldığından, …’in de bu savunmadan yararlandırılmasını gerektirmez. Davalı … yönünden yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-6098 sayılı TBK’nın 154/2 maddesine göre; “Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa” zamanaşımının kesileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; icra takibi ile alacağını takip ettiğinden zamanaşımı süresi kesilmiştir. İcra dosyasında davalıların itirazı ise 27.2.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre; zamanaşımı süresi dolmadan geçerli bir icra takibi yapılmış olması ve devamında İİK’nın 67.maddesine göre süresinde itirazın iptali davası açılmış olmasına göre; zamanaşımı def’inin reddine karar verilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.