Hiçbir açıklama olmaksızın gönderilen havaleler, bir borcun ödenmesine ilişkin yapılmış sayılır.
3. Hukuk Dairesi 2016/12372 E. , 2018/4208 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, mahkemece onaylanan protokol gereğince davalı yararına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, 21/12/2010 tarihinde birikmiş nafaka borcu tutarı 9.925,00 TL ‘yi banka kanalıyla davalıya ödemiş olmasına rağmen davalının 08/09-10-11/2010 ayları ile 03/05-06/2013 aylara ilişkin nafaka bedellerinin tahsili istemiyle … Anadolu 24.İcra müdürlüğünün 2013/17558 esas sayılı dosyası ile aleyhine takip başlattığını, icra emrinin fazla talep edilen kısmının iptali amacıyla dava açtığını, Anadolu 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/598 esas 2014/50 karar sayılı ilamı ile havalede gönderilen tutarın nafaka ödemesi olduğunun belirtilmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini, takibe konu edilen tutarın tamamını ödemek zorunda kaldığını bu nedenle davacının sebepsiz zenginleştiğini, bu defa davalıya fazladan ödenen 9.925,00 TL’nin tahsili amacıyla … Anadolu 22. İcra müdürlüğünün 2014/19570 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, ancak, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile, takibin devamına ve alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; derdestlik itirazında bulunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne; davalı- borçlunun … Anadolu 22. İcra müdürlüğünün 2014/19570 Esas no’lu dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; nafaka yükümlüsünün mükerrer nafaka ödemesinde bulunduğu iddiası ile sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı olarak, alacağın tahsili amacıyla nafaka alacaklısı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bend kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Somut uyuşmazlıkta; davacı nafaka borcunun mükerrer ödendiği iddiasında bulunmuş, davalı ise banka kanalıyla kendisine havale edilen tutarın nafaka karşılığı olmadığını savunmuştur.
Ödeme belgelerinde hangi alacak için, yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Oysa davacı tarafından yapılan havaleye ilişkin dosya kapsamındaki dekontta herhangi bir açıklama bulunmadığı görülmektedir.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki; Kural olarak havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. İfade edilen karinenin aksini havaleyi gönderen kişinin ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü davacıya aittir. Davacının delil olarak dayandığı havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiğine dair açıklama olmadığı gibi yukarıda belirtildiği şekilde nafaka borcunun ödenmesi amacıyla da gönderildiği yolunda tek başına kanaat uyandırmaya elverişli değildir. Bu haliyle söz konusu dekont, iddiayı kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez.
Bu itibarla; mahkemece, havale yoluyla davalıya gönderilen meblağın birikmiş nafaka borcuna mahsuben gönderildiği ispatlanamadığından, davanın reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
3) Kabule göre; davalının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davalı aleyhine icra- inkar tazminatına hükmedilmiş ise de; itirazın iptali davasına konu alacağın varlığı ve miktarı yargılama ile belirlenebileceğinden alacak likit kabul edilerek, İİK’nın 67.maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz talebinin REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.