Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Tıbbi tanıtım mümessili olarak çalışan işçinin alkollü araç kullanmasından ötürü ehliyetine el konulması işveren açısından geçerli nedenle fesih sebebidir.

22. Hukuk Dairesi         2012/30430 E.  ,  2013/1629 K.

“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin hizmet akdine bağlı olarak çalışırken 01/07/2011 tarihinde iş akdinin 6 ay süre ile ehliyetine el konulması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 hükümlerine göre bildirimsiz olarak feshedildiğinin ihtar edildiğini, ehliyetine el konulduğu tarihin 24.04.2011 Pazar günü olduğunu, mesai saatleri içinde olmadığını, bu sebepten davalının zarar görmediğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep gösterilmeden fesih edildiğinden işverence yapılan feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette 24/03/2008 tarihinde tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmaya başladğını, en son orta Karadeniz Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak Çorum ‘da çalıştığını; saha çalışanı olarak bölgesinde bulunan hastane ve eczaneleri ziyaret etmekle yükümlü olduğunu, davacının kendisine tahsis edilen aracı alkollü olarak kullandığını ve bu nedenle ehliyetine 6 ay süre ile el konduğunu; davacının bu durumu amirlerinden sakladığını, ehliyetine el konulduğunun anlaşılmaması için Samsun’dan gelen 1. bölge müdürü ile birlikte yaptıkları ziyaretlerde arabasının ehliyetsiz olarak kullandığını, davacının Karayolları Trafik Kanununa ve şirketin araç tahsis ve kullanım yönetmeliğinin 5.7 maddesine aykırı davranışlarına şirketin sessiz kalamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacıya işveren tarafından savunma hakkı tanınmadığı, davacının davranışları nedeniyle davalı işverenin bir zarara uğramadığı eyleminden ötürü davacıya bir ihtar gönderilmediği, davacının davranışının 4857 sayılı Kanun’un 125 maddesi (II) numaralı bendi kapsamına girmediği fesihte ölçülülük ilkesi gereği haklı nedenle fesih ya da geçerli nedenle fesih olarak kabul edilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı işyerinde tıbbi tanıtım mümessili olarak çalışmakta iken toplantı dönüşü alkollü araç kullanmış ve ehliyetine el konulmuştur. Davacı bu durumu amirlerine bildirmemiş ve ehliyetsiz araç kullanmaya devam etmiştir. Davacının ehliyetine altı ay el konulması nedeniyle geniş bir bölgede yaptığı ilaç temsilciliği görevini gereği gibi yerine getiremeyeceği açıktır. Davacının kusuru ile sebep olduğu bu durum işin yürütümünü bozucu nitelikte olup işverenden davacı ile iş ilişkisini yürütmesi beklenemez. Davacının eylemi fesih için haklı neden ağırlığında değil ise de, geçerli neden teşkil etmektedir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1.Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 93,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 01/02/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);