Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Belli dönemlerde faiz oranlarının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip talebinde istenen ve takip öncesi dönem için kesinleşen faiz oranının, borç ödeninceye kadar aynen uygulanması gerekmez.

12. Hukuk Dairesi         2015/4864 E.  ,  2015/14894 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde; ihbar ve kıdem tazminatı alacağı ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.491,12 TL alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacak için hesaplanacak 3095 sayılı Yasa uyarınca …’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık %60 oranından az olmamak üzere değişen oranlarda faizi ile tahsilinin istendiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğünce yapılan 11.11.2013 tarihli dosya hesabında esas alınan %60 faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürdüğü, mahkemece, takip dayanağı belgede taraflarca İş Kanunu’nda öngörülen faizlerin, iş akdinin feshi tarihinden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edilmiş olması nedeniyle, takipten sonrası için kıdem tazminatı alacağı yönünden bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı, ihbar tazminatı alacağı yönünden ise, yıllık %9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapan 04.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin, türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.
Somut olayda, takip kesinleştiğinden işlemiş faiz miktarına yönelik olarak bir değerlendirilme yapılamaz ise de, alacaklı tarafından takip talebinde yürütülmesi istenen işleyecek %60 faiz oranının türünün, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi gereğince avans faizi olarak kabulü gerekip, takipten sonrası için, dönem dönem değişen oranlarda avans faiz hesaplamasının yapılması gerekir. Belli dönemlerde faiz oranlarının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip talebinde istenen ve takip öncesi dönem için kesinleşen faiz oranının, borç ödeninceye kadar aynen uygulanması gerekmez.
O halde, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda gerekirse ek rapor alınmak suretiyle takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);