Borç ödeme protokolünün icra baskısı altında düzenlenmiş olmasına yönelik karar.
19. Hukuk Dairesi 2013/4292 E. , 2014/1798 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/405-2012/318
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. E. B. ile davalı vek. Av. M. E.’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, icra takibine konu çekin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkilinin çeki ciro yoluyla alan iyiniyetli yetkili hamil olduğunu, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, çekin faturaya dayalı olarak mevzuata uygun şekilde devralındığını, taraflar arasındaki 10.07.2008 tarihli Protokol ile borcun kabul edildiğini ve ödeme taahhüdünde bulunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, alacağın dayanağını teşkil eden faturanın davacı defterlerinde yer almadığı, faturada irsaliye tarih ve numarası bulunmadığı, geçerli olmayan faturanın alacak hakkı doğurmayacağı, taraflar arasında borç ödeme protokolü düzenlenmiş ise de protokol icra dosyasına ibraz edildiğinde davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmesi nedeniyle protokole değer verilemeyeceği, yargılama sırasında borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı faktoring şirketi tarafından davalıya karşı 25.8.2008 tarihinde çeke dayalı olarak icra takibine başlanmış, menfi tespit davası 8.7.2009’da açılmış, menfi tespit davasının açılmasından sonra taraflar arasında düzenlenen 10.7.2009 tarihli borç ödeme protokolü ile davacı takip konusu borcu taksitler hâlinde ödemeyi kabul etmiş olup, aynı gün (10.7.2009) icra dairesine başvurarak ve protokolü ibraz ederek protokole göre ilk taksidi ödemiştir. Bu durumda borç ödeme protokolünün icra baskısı altında düzenlenmiş olduğunun kabulüne olanak bulunmaması nedeniyle söz konusu protokol esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle protokol hükümleri göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.