Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Dask poliçesinin yenilenip yenilenmemesi noktasında bankanın bildirim yükümlülüğü vardır.

3. Hukuk Dairesi         2020/3851 E.  ,  2020/4352 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(Tüketici Mah.Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY KARARI

Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullanarak konut satın aldığını, kredinin kullanımı sırasında davalı banka aracılığıyla dava dışı … Sigorta şirketi muhatap kılınarak DASK yaptırdığını, ancak sigorta süresi bitince bankanın sigortayı yenilemediğini, konutun 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremlerde hasar gördüğünü, ancak sigorta süresinin bitmesi nedeniyle zararın ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, DASK poliçenin yenilenip yenilenmemesi hususunun davacının sorumluluğunda olduğunu, sigortayı yenileme yükümlülükleri olmadığı gibi herhangi bir başvuruda da bulunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava DASK poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıya ait konut için davalı bankadan 29.04.2009 tarihinde konut kredisi kullanıldığı, 29.04.2009-29.04.2010 tarihleri arasında … Sigorta aş. ile ve 29.04.2010-29.04.2011 tarihleri arasında da …,… A.Ş. ile davacı arasında zorunlu deprem sigorta poliçesi düzenlendiği, bu tarihten sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesinin mevcut olmadığı anlaşılmış, Van ilinde 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür.
Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 16. maddesinde ‘‘….Müşteri ve Kefil/Kefiller, açılacak kredi sebebiyle Banka’ca belirlenecek şartlar üzerinden kredi taksitleri ve krediden doğan her türlü borç tamamıyla geri ödeninceye kadar Bankanın gerekli göreceği her türlü tehlikelere/rizikolara karşı Bankaya rehnedilen her türlü taşınmazları tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere, dilediği bir sigorta şirketi nezdinde Banka lehine sigorta yaptırmayı/yapılmasını ayrıca ipotek tesis edilen taşınmaz için Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaptırmayı, süresi biten poliçeleri yenilemeyi, daha önce sigorta yapılmış olması ve bu sigortanın vade, tutar ve diğer özelliklerinin Bankaca belirtilen şartları haiz olması halinde sigorta poliçelerini Bankaca bir zeyilname ile ciro ve devretmeyi, süresi sona eren poliçelerin yenilenmesinde Banka’nın yetkili olduğunu, poliçelerde Banka’nın dain ve mürtehin sıfatıyla kayıtlı olmasını, teminatların değerinde her ne sebeple olursa olsun tamamen veya kısmen değer kaybı halinde sigorta bedelinin Bankaca sigorta şirketinden alınmasını ve kredi borçlarına mahsup edilmesini, sigorta şirketi ile tazminat konusunda anlaşmazlığı çözümü için Banka’ca açılacak dava ve takip masraflarının tümünün kendilerine ait olduğunu, sigortanın yaptırıldığı sigorta şirketine ihbar, prim ödeme vs. tüm z
karşı sorumlu olduğunu, sigorta bedelini karşılamadığı takdirde kalan miktar için talep tarihinden itibaren 5 işgünü içinde Bankaca kabul edilecek yeni teminat vermeyi veya bu miktarı def’aten ödemeyi, ipotek edilen taşınmazın hasara uğraması halinde Bankanın sigorta sözleşmesi hükümleri doğrulusunda sigorta bedelini almak için gerekli her türlü işlemi müşterinin rızası olmaksızın açmaya ve bedelini almaya yetkili olduğunu kabul ve taahhüt ederl
Müşteri ve/veya kefiller tarafından vade tarihinde yenilenmeyen poliçelerin Bankaca yenilenmesi yetkisi, Banka için hiçbir mecburiyet teşkil etmez ve bundan dolayı bankaya hiçbir sorumluluk yüklenemez…’’ hükmü yer almaktadır.
Mahkeme, taşınmaz malikinin zorunlu deprem sigortasını yaptırmakla yükümlü olduğu, taşınmaz malikinin, söz konusu yükümlülükleri yerine getirmemesinden doğan rizikolardan da bizatihi sorumluğunun bulunduğu, taşınmaz için konut kredisi kullandıran Ziraat Bankası’nın söz konusu rizikodan sorumlu olabilmesi için bu hususta açık bir yasa veya sözleşme hükmünün bulunması gerektiği, taraflar arasında akdedilen konut kredisi sözleşmesinde Ziraat Bankası’nın söz konusu rizikoyu üslendiğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, bunun yanı sıra Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortaları Uygulama Esasları Yönetmenliğinin 5/2 madde ve fıkrasının kredi kuruluşu için öngördüğü bildirim yükümlülüğü yasal bir zorunluluğu ifade etmeyip sigortanın yaptırılmasına yönelik bir önlem niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan Hayat Sigortası Hazine Müsteşarlığı’nın 17.01.2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasında zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
Her ne kadar, DASK sigortasını yapan başka bir sigorta şirketi olsa da, davalı bankanın zorunlu olan bu sigortanın da yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerektiğinden, davalı bankanın burada kusuru vardır. Ne var ki, davacı sigortalının da zorunlu olan DASK sigortasının süresinin dolup dolmadığını takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünde müterafik kusuru vardır. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgular göz önüne alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);