Yargıtay Kararı

Davacı bilgisi dışında açılan kmh hesabına ilişkin menfi tespit davası

Davacı bilgisi dışında açılan kmh hesabına ilişkin menfi tespit davası

T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/4028
Karar No:2015/14672
K. Tarihi:12.11.2015

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin 10/03/2009 tarihinde davalı bankanın … Şubesinde 24 ay vadeli 5.000 TL limitli tüketici kredisi çektiğini, 06/05/2009 tarihinden, 14/03/2011 tarihine kadar 21 seferde toplam 8.782 TL geri ödeme yaptığını, borcunun tamamını ödediğini zannederken davalı bankanın çağrı merkezinden aranarak 6.000 TL borcu olduğunun söylendiğini, müvekkilinin kredi aldığında aynı zamanda vadesiz tasarruf mevduat hesabı ile kredili mevduat hesabının (KMH) açıldığını öğrendiğini, kredi taksiti gecikince de taksitlerin KMH den çekildiğini, kredi hesabının aylık faiz oranının %1.43 iken KMH’nin faiz oranının aylık %5.25 olduğunu, bu şekilde 6.000 TL borçlandırıldığını, müvekkili tarafından 9 kez nakit para çekildiğini ve bunun tutarının ise 1.250 TL olduğunu, müvekkiline kredili mevduat hesabı açıldığının bildirilmeyerek ayıplı hizmet sunulduğunu, müvekkiline 2.5 yıl bilgi verilmediğini, bu şekilde kredili mevduat hesabı limiti doluncaya kadar tefecilik mertebesinde faiz işletildiğini, yapılan ayıplı hizmetin sadece tüketici mevzuatı ve bankacılık mevzuatına değil, aynı zamanda iyi niyet kurallarına da aykırı olduğunu, müvekkilinin 5.000 TL kredi kullandığını, … kartı ile de 1.250 TL nakit çektiğini, toplam 6.250 TL çekmiş olduğu paraya karşılık 8.782 TL ödeme yaptığını, davalı bankanın ise müvekkilinden halen 6.000 TL talep ettiğini belirterek, müvekkilinin bankaya borcu olup olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandığını, bu kredi hesabına ek olarak borçlunun bilgisi dahilinde kredili mevduat hesabı açıldığını, davacının bu hesabı hem taksitli kredi ödemelerinde hem de nakit çekim için defalarca kullandığını, süresinde mevduat hesabına ilişkin ödemelerini yapmadığından 23.06.2011 tarihinde hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ödeme yapılmayınca da …İcra Müdürlüğünün 2011/16257 esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalı bankadan kullanmış olduğu kredinin ticari nitelikte kredi olduğu, davacıya ayrıca kredili mevduat hesabı açıldığı, davacının kredi ödemeleri gecikince kredili mevduat hesabından tahsil edildiği, bu hesaptan tahsil yapılması nedeniyle de bu hesapta kararlaştırılan faiz işletildiği, yine nakit çekilen paralarında bu hesaptan çekildiği ve bu hesapta kararlaştırılan faiz işletildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki hesabın faiz oranlarının farklı olmasından ve davacının temerrüt faizini dikkate almayarak hesaplama yapmasından kaynaklandığı, davacının imzalamış olduğu sözleşmelerde temerrüt faizi hususunda kredili mevduat hesabında uygulanan aylık %5,25 oranındaki faizi kabul ettiği, alınan iki bilirkişi raporu arasındaki farkın faiz oranından kaynaklandığından tekrar bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle davacının davalıya 5.336,49 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, menfi tespit davası olduğundan, mahkemece, HMK’nın 26. maddesi gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde, davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);