Yargıtay Kararı

Hizmet tespiti davasında hizmet süresi ve ücret tespiti yönünden verilen karar alacak davası bakımından kesin delil teşkil eder.

Hizmet tespiti davasında hizmet süresi ve ücret tespiti yönünden verilen karar alacak davası bakımından kesin delil teşkil eder.

9. Hukuk Dairesi         2022/5847 E.  ,  2022/8493 K.

“İçtihat Metni”

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 28. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 32. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların başvurularının esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıların bünyesinde ve Türkmenistan’da bulunan işyerinde 01.12.2004-31.03.2017 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın sona erdirildiğini, çalışmalarının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğini, uzun süre baskı altına alındığını ve ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının…unvanlı şirketin işçisi olduğunu, … Şirketinin bu Şirkette bir ortaklığının bulunmadığını, diğer davalı … Holdingin ortaklığının da davalı olmaya yeter olmadığını, her iki davalı yönünden de davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının alacaklarından sorumlulukları olmadığını, davacının 2.700,00 USD ücret aldığı iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının istifa ile iş sözleşmesinin sonlanması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına göre davalılar bünyesinde 12 yıl, 3 ay, 29 gün çalıştığı, iş sözleşmesinin kıdem tazminatı gerektirmeyecek şekilde sona erdiği hususunun işverence ispat edilmesi gerekmekte olup davacının iş sözleşmesinin tazminata hak kazandırmayacak şekilde sonu erdiğinin işveren tarafından ispat edilememesi karşısında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, tanık beyanlarına göre işyerinde fazla çalışma yapıldığının ispatlanamadığı, ancak resmî ve dinî bayramların bazılarında, bazı hafta tatili günlerinde çalışıldığı, karşılığı ücretlerin ise ödenmediği, davacının çalışması kesintisiz kabul edildiğinden bu süre içinde yurda dönüşünde izinli olduğuna ilişkin kanaat hasıl olmakla yıllık ücretli izin alacağı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyadaki belgelere ve tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığının ispatlandığını, müvekkilin Türkiye’de bulunduğu tüm sürelerin yıllık ücretli izin olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davacı işçinin yurt içinde olduğu süreleri ve bu sürelere tekabül eden hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günü alacaklarını düşmeden, bu yöndeki itirazları doğrultusunda ek rapor almadan karar verildiğini, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddi gerektiğini, hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının üçlü vardiya sisteminde çalıştığını, dava ve ıslah tarihi itibarıyla alacakların zamanaşımına uğradığını, bilirkişinin yaptığı hesaplamanın baştan sona hatalı ve yanlış olduğunu, davacının iş sözleşmesine bizzat kendisinin son verdiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, davacı ve tanıklarının menfaat ve husumet birliği içinde hareket ettiklerini, bu nedenle tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine göre davacının davalılara ait yurt dışı işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin tazminata hak kazanılamayacak şekilde sona erdiğine ilişkin ispat yükü üzerine düşen davalılar tarafından feshin tazminat ödenmeyecek şekilde gerçekleştiği olgusunun ispatlanamadığı, bu nedenle yapılan feshin haksız ve geçersiz olduğu, ayrıca davacıya herhangi bir ihbar önelinin de verilmediği, davacının Bölge Adliye Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği gibi 3 saat fazla çalışma yaptığı ve karşılığının ödenmediği, bu durumda 01.04.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma ücreti alacağının kabulüne karar vermek gerektiği, ayrıca davacının karşılığı ödenmeyen hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu, davacının hak kazandığı izin süresinden (210 gün) çok daha fazla bir süre (300 gün) yurt içinde kaldığı göz önüne alındığında yıllık izin ücreti alacağının reddinde isabetsizlik görülmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücret alacaklarına yönelik hesaplamaların 01.03.2014 tarihinden itibaren hesaplandığı tespit edildiğinden dava ve ıslahtan sonra zamanaşımına uğrayan bir alacak üzerinden hüküm kurulmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilin Türkiye’de bulunduğu tüm sürelerin yıllık ücretli izin olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve yıllık izin ücreti alacağının reddi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine … 46. İş Mahkemesinin 2021/223 Esaslı dosyasında hizmet tespiti davası açıldığını, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının üçlü vardiya sisteminde çalıştığı ve fazla çalışma alacağı bulunmadığını, dava ve ıslah tarihi itibarıyla alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesine bizzat kendisinin son verdiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, davacı ve tanıklarının menfaat ve husumet birliği içinde hareket ettiklerini, bu nedenle tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hizmet tespit davasının bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı, hesaplanması, ödenip ödenmediği ve alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bekletici Sorun” kenar başlıklı 165 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
…”

3. Değerlendirme
1. Bir davadaki asıl sorun hakkında karar verilebilmesi için daha önce çözülmesi gereken bir sorunun başka bir mahkeme tarafından başka bir davada karara bağlanması gereken hâllerde bekletici mesele söz konusu olur.

2. Derdest olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için bekletici mesele yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması ve iki dava arasında bağlantı bulunması gerekir. Mevcut olup olmadığı diğer davada kesin olarak karara bağlanacak olan hukuki ilişkinin, kısmen veya tamamen bekletilerek davaya etkili olması başka bir ifadeyle diğer dava hakkında verilecek hükmün bekletilerek davada verilecek hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir.

3. Dosya içeriğine göre davalılar vekili temyiz dilekçesinde, davacı tarafından davalılar aleyhine hizmet tespit davası açıldığını beyan etmiş olup bu kapsamda Dairemizin 08.06.2022 tarihli Daire Eksiklik Talebi yazısı ile “hizmet tespit davasının hangi aşamada olduğu ve kesinleşip kesinleşmediği Mahkemesinden sorularak buna ilişkin belgelerin gönderilmesi” istenmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen cevabi yazı ile söz konusu hizmet tespit davasına ait tensip ve duruşma zaptı gönderilmiştir. Bu belgelerin incelenmesinde, davacı tarafından davalılar aleyhine … 46. İş Mahkemesinin 2021/223 Esas sayılı dosyasında 10.12.2021 tarihinde açılan hizmet tespit davasının yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır.

4. Hizmet tespiti davasında hizmet süresi ve ücret tespiti yönünden verilen karar alacak davası bakımından kesin delil teşkil eder. Bu davada verilen karar, eldeki alacak davasında hüküm altına alınacak hakların hesap unsuru olan hizmet süresini ve ücreti doğrudan etkileyeceğinden hizmet tespiti davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Buna göre, davacının açtığı hizmet tespit davasının neticesi beklenerek davanın sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının işçilik alacaklarının belirlenmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

);