Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

İşçinin açık onayı olmadığı sürece, ulusal bayram veya genel tatil gününde çalışmanın, diğer herhangi bir günde çalışmamak suretiyle telafisi mümkün görülmemelidir.

9. Hukuk Dairesi         2020/3846 E.  ,  2021/290 K.

“İçtihat Metni”

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: … 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde tesis vardiya formeni olarak 21/05/2005-30/12/2015 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından milli ve dini bayram çalışmalarına ilişkin ücretlerinin ödenmemesi ve iş sözleşmesi uyarınca yevmiye usulü çalışan davacıya 31 gün çeken aylarda 31 gün üzerinden ücret ödenmemesi sebebiyle haklı feshedildiğini belirterek, kıdem tazminatı, dini milli bayram resmi ve genel tatil ücreti ile eksik ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinde davacının telafi çalışması yapabileceği, ayrıca gerekli görüldüğünde fazla çalışma ve vardiyalı çalışma yapmayı kabul ettiğine dair hüküm bulunduğunu, davacının eksik yevmiye ödendiğine ilişkin iddiasının yerinde olmadığını, davacının bayrama rastlayan günlerde çalışması halinde denkleştirme izni kullandığını veya bu çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödendiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığı, ancak eksik ücret alacağına hak kazandığı, böylece davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği sonucuna varılarak kıdem tazminatı ile eksik ücret alacağı talebinin kabulüne, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinin ise reddine dair karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde davacının aylık ücret miktarının da belirtildiği, bordrolara göre ücretlerin aylık ödendiği, davacının uzun çalışma yıllar bu şekilde çalışıldığı, buna göre davacının 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna varılamayacağı, böylece davacının eksik ücret alacağı ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesi ile davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilerek, davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı temyizi yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.1982 Anayasasının “Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı” başlıklı 50. maddesine göre, dinlenmek çalışanların hakkıdır. Aynı maddede dinlenme hakkının kapsamı açıklığa kavuşturularak, ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.
Anayasa koyucu, bayram tatillerini de tıpkı hafta tatili ve ücretli yıllık izin hakkı gibi dinlenme hakkı kapsamında değerlendirmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Nispi emredici nitelikteki bu kurala göre, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmamak işçinin hakkıdır. Ancak kanun koyucu işçinin çalışması halinde, bu çalışmaya ne şekilde bir hukuki sonuç bağlanacağını da öngörmüş olup, aynı hükümde, ulusal bayram ve genel tatil gününde çalışan işçiye çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödeneceği ifade edilmiştir.Kanunda ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmalara için herhangi bir denkleştirme kuralına yer verilmediği gibi, fazla çalışmada olduğu gibi serbest zaman verilmesine ilişkin bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışacağı iş sözleşmesi ile kararlaştırılabilir yahut işçiden buna ilişkin ayrıca muvafakat alınabilir. Tarafların işçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışacağına dair anlaşmaları mümkün olup, bu çalışmanın karşılığı da işçiye çalıştığı günün karşılığı için ayrıca bir yevmiye tutarında ücret ödenmesidir. Somut olayda ise, işçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davalı işveren dosyaya davacının da imzasını içeren izin formları sunmuş olup, bu izin formlarından davacıya çalışılan ulusal bayram ve genel tatil günlerinin karşılığında izin kullandırıldığı tespit edilmektedir. Böylece davacıya ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödenmemiş, bunun yerine izin kullandırılmıştır. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde davacının bayram çalışmalarının karşılığında bir başka gün izin kullanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı, izin formlarında izin kullandığı belirtilen günlerin bir çoğunun hafta tatili günü olduğunu belirterek kendisine aslında izin dahi kullandırılmadığını ileri sürmüştür. Ulusal bayram ve genel tatil günleri, dayanışma, birlik ve beraberlik günleri olup, diğer günlerden farklı bir özellik gösterir. Bu günlerde bayramlaşma, sosyalleşme, aile ve toplumun diğer bireyleri ile birlikte zaman geçirme gibi manevi birtakım ihtiyaçların giderilmesi söz konusudur. İşçinin açık onayı olmadığı sürece, ulusal bayram veya genel tatil gününde çalışmanın, diğer herhangi bir günde çalışmamak suretiyle telafisi mümkün görülmemelidir. Tüm dosya kapsamından işverenin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan işçiye bu çalışmasının karşılığını ödemek yerine izin kullandırdığı ve davacının da buna muvafakat etmediği açık olduğuna göre, izin kullanımı uygulamasının geçerli bir uygulama olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu halde işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği kabul edilmeli, buna göre sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmadığından, söz konusu alacağın tahsili yönünde hüküm kurulamaz ise de, ödenmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının varlığı karşısında feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilmeli ve davacının kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmalıdır.İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen yönler gözetilmeden kıdem tazminatının reddine dair yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

);