İşçinin herhangi bir açıklama yapmadan işyerinden ayrılıp aradan uzun bir süre geçtikten sonra sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmesi kabul edilemez.
9. Hukuk Dairesi 2016/19240 E. , 2020/6809 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili 08/04/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.03.2006 tarihinden iş akdinin 4857 sayılı Yasa’nın 24. maddesi mucibince haklı nedenlerle ve eylemli fesih tarihi olan 08.05.2008 tarihine kadar davalı işverenlik bünyesinde aralıksız fasılasız uluslararası tır şoförü olarak asgari ücret+sefer primi sistemi ile çalıştığını, istihdam edildiği dönem boyunca aylık ortalama 2 seferi başarı ile gerçekleştirdiğini ve sefer başına 550 EURO sefer primi verildiğini, müvekkilinin hemen hemen tüm dini ve milli bayramlarda aralıksız çalışmasına rağmen karşılığının ödenmemesi, sefer priminin sigorta matrahına yansıtılmaması ve en son yaptığı 8 seferinden dolayı adına tahakkuk eden sefer priminden dolayı haksız ve mesnetsiz şekilde borç tahakkuk ettirilmek suretiyle sefer primlerinden kesinti yapılması ve asgari ücret maaş alacaklarının davalı işerenlikçe haklı bir gerekçe olmaksızın asgari ücretin altında (aylık 190-210 TL arasında) ödenmesi karşısında iş akdinin devamının müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini ve iş akdinin anılan tarihte haklı nedenlerle sona erdirildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 4.000 TL kıdem tazmnatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2011 yılı sonunda uluslararası tır taşımacılığı işini bıraktığını, tasfiye ettiğini, davacının 27.03.2006 tarihinde uluslararası/yurt dışı tır şoförü olarak işe girdiğini, davacının 06.05/07.05 ve 08.05.2008 tarihlerinde mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmediğini, bu hususta tutanak tutulduğunu ve 08.05.2008 tarihli disiplin kurulu kararı ile iş akdinin 4857 sayılı Yasa’nın 25/11 maddesince haklı nedenle feshedildiğini, fesih bildiriminin 21.05.2008 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiğini, aradan takriben altı sene geçtikten sonra iş akdinin davacı tarafından eylemli olarak feshedildiğinden bahisle huzurdaki davanın ikame edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, davacının garanti asgari ücret+sefer primi harcırahı usulü ile çalıştığının doğru olduğunu, ancak ayda ortalama iki sefer yaptığı ve sefer başına 550 EURO sefer primi aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, o dönemde müvekkili şirkette çalışan tır şoförlerinin aylık ortalama 1,5 yurtdışı seferi yaptıklarını ve sefer başına 450 EURO sefer primi aldıklarını, dava dilekçesinde davacı işçinin son sekiz seferinde, hak kazandığı sefer primlerinden kesinti yapıldığının iddia edildiğini, müvekkili şirkette çalışan tır şoferlerine taşıdığı yükün tonajına ve kattetiği kilometreye göre kullanılan tırları/çekicileri ithal eden firmanın verdiği ortalama yakıt oranlarının aşılması halinde yakıt cezası/mazot cezası verildiğini, bu hususun müvekkili şirketin işyeri uygulaması olduğunu, müvekkili şirket 2011 yılının 12. ayının sonunda uluslararası tır taşımacılığı işini bıraktığından davacı işçinin yurt dışı seferleri ile ilgili belgelere ulaşmanın mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe :
İş akdinin hangi tarafça ne sebeble feshedildiği uyuşmazlık konusudur. Davacı vekili, davacı işçinin 08.05.2008 tarihinde işyerini terk ettiğini, terkin sebebinin hak ettiği ödenmemiş işçilik alacakları olduğunu 08/04/2014 tarihli dava dilekçesiyle açıklamış ve davacı eylemli haklı fesih iddiasında bulunmuştur.
Davalı ise hiçbir neden yokken davacı işçinin işi bıraktığını devamsızlık tutanakları düzenlediklerini sonrasında da devamsızlığa bağlı haklı fesih yaptıklarını savunmuştur.
Tarafların açıklamaları ve dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı işçinin 08/05/2008 tarihinde hiçbir açıklama yapmadan iş yerini terk ettiği eylemli fesih yöntemiyle işi sona erdirdiği görülmektedir. Dairemiz uygulamasına göre işi terk esnasında sözlü veya yazılı olarak belirtilmeyen terk sebebinin makul süre içerisinde açılan dava dilekçesinde açıklanması mümkün ise de yine dairemiz uygulamasına göre fesihten çok sonra açılan davada yapılan izah başlangıçta haklı sebebe dayandırılmayan feshe sonradan haklılık kazandırma çabası olarak değerlendirilmektedir. Somut olay bakımından davacı işçi yazılı ve sözlü hiçbir açıklama yapmadan 08.05.2008 tarihinde işi terk etmiş, terk sebebini 6 yıl sonraki dava dilekçesiyle açıklama yoluna gitmiş, bir anlamda başlangıçta haklı sebebe dayandırmadığı feshine sonradan haklılık kazandırmaya çalışmıştır. Feshe ilişkin oluşa göre şartları bulunmayan kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.