Yargıtay Kararı

İşçiye isnat edilen eylemlerin kanıtlanamaması durumunda taraflar arasında güven ilişkisi sarsıldığından geçerli nedenle fesih yapılabilir.

İşçiye isnat edilen eylemlerin kanıtlanamaması durumunda taraflar arasında güven ilişkisi sarsıldığından geçerli nedenle fesih yapılabilir.

9. Hukuk Dairesi         2014/13162 E.  ,  2014/30791 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2012/91-2014/41

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 02/07/2007-04/09/2012 tarihleri arasında davalı işyerinde en son Distribütör Satış Müdürü olarak çalıştığını, iş akdini davalı işveren tarafından İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi gerekçe gösterilerek haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, 04/09/2012 tarihinde davalı işveren tarafından distribütör aksiyon harcamaları konusunda müşterilerden gelen harcama faturalarını onay evrakları üzerinde daha önceden satış direktörünün başka bir evraka verdiği onayı fotokopi ile çoğaltıp üzerinde değişiklik yaparak tekrar tekrar kullanması neticesinde aksiyon harcamaları olarak girilmesi gereken tutarları iskonto kaleme girişinin yapılmasını davacının sağladığını, satış direktörünü ve şirketi yanlış yönlendirmesi, şirketin iskontolar kaleminde fazla harcama yapılması suretiyle şirketin zarar etmesine neden olduğu gerekçe gösterilerek söz konusu müşteri faturalarının her seferinde satış direktörüne onaylatılması gerekirken onaylatılmadığını, her bir fatura onay formunda fotokopi ile çoğaltılarak ve oynama yapılarak onay alınmış gibi gösterilmesi, bugüne kadar bu uygulamanın her seferinde ayrı ayrı satış direktöründen ıslak imzalı onay alınması gerektiğini, davacı tarafından bilinmesine rağmen neden yapılmadığı hususunda davacıdan savunma istendiğini, davacının aynı gün vermiş olduğu savunmasında, müşteri faturalarının her seferinde satış direktörüne onaylatıldığını, kontrol edildikten sonra onaya sunulduğunu, 04/09/2012 tarihli ve ÖİMX1170 nolu evrakta dökümü bulunan faturaların ekinde olduğu belirtilen formaların kendisi tarafından düzenlenmediğini ve suçlamaları kabul etmediğine ilişkin savunmasını verdiğini, davacının iş yerinde işini her şeyden üstün tuttuğunu, kendisine verilen görevleri zamanıda ve dürüstlük çerçevesinde iş ahlakı ve disiplinine uygun olarak ifa ettiğini, iş akdi davalı işveren tarafından haksız ve kötü niyetli olarak feshedilen davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini, 04/09/2012 tarihine kadar distribütör satış müdürü olarak görev yaptığını, davacının sorumluluğu altında bulunan müşterilerden gelen harcama faturalarının kendisine yıl başında verilen aksiyon harcamaları bütçesi dahilinde ve bağlı bulunduğu satış direktöründen alacağı onay ile aksiyon harcaması olarak sisteme giriş yaptığını, yapılan incelemelerde distribütör aksiyon harcamaları konusunda davacıya bağlı müşterilerden gelen harcama faturalarında onay evrakları üzerinde değişiklik yapmak suretiyle tekrar tekrar kullanıldığının anlaşıldığını, aksiyon harcamaları olarak girilmesi gereken tutarları iskonto kaleme girişin yapılmasının sağlanmasını ve davacının satış direktörünü ve müvekkili şirketi hatalı yönlendirdiğini, yanılttığnı, iskontolar kaleminde fazla harcama yapılması suretiyle şirketn toplam 782.000,000 TL zarar etmesine sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin kozmetik pazarlaması yapan bir şirket olduğunu,aslında şirketin gelir kaybına uğramış olması söz konusu iken davacının böyle değilmiş gibi gösterdiğini, davacının buradaki amacının kendisini başarılı bir yönetici gibi göstermek ve prim almak olduğunu, iş akdi tüm bu nedenlerle haklı nedenle feshedilen davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. .
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının imzasına tebliğ edilen ve fatura ya da sair konularda görev ve sorumluluklarını gösteren yazılı bir görev tanımı bulunmadığı, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevlerin ne olduğunun somut bir biçimde önceden belirlenip tebliğ edilmediği bir iş ilişkisinde işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri yapmadığından söz edilemeyeceği, davacının davalı şirkette 5 yılı aşkın bir süredir sorunsuz bir biçimde çalıştığı, herhangi bir şekilde ihtar veya uyarı gibi bir disiplin cezasına da maruz kalmadığı, davacının yazılı savunmalarındaki açıklamalarının aksine sorumluluğu altında bulunan müşterilerden gelen harcama faturalarını kendisine yıl başında verilen aksiyon harcamaları bütçesi dahilinde ve bağlı bulunduğu satış direktöründen alacağı onay evrakları üzerinde değişiklik yapmak suretiyle tekrar ve tekrar kullanılması ile zarara yol açtığı yönündeki davalı taraf iddiasının somut ve denetime elverişli delillerle ortaya konulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı tarafça temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. İşçinin bir suç işlediğinden veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğundan şüphe ediliyor ve bu yüzden taraflar arasında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi nedeniyle iş sözleşmesi feshedilmişse, şüphe feshinden söz edilmektedir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
Somut olayda; davalı işveren davacının, müşterilerden gelen harcama faturalarını onay evrakları üzerinde daha önceden satış direktörünün başka bir evraka verdiği onayı fotokopisini çoğaltıp üzerinde değişiklik yaparak tekrar tekrar kullanması neticesinde aksiyon harcamaları olarak girilmesi gereken tutarları iskonto kaleme girişinin yapılmasını sağladığını savunmuştur.
Davacı, olay nedeni ile alınan savunmasında her bir faturanın bir üst amire onaylattırılarak ve ekine onaylı formun aslı konularak ilgili birime verildiğini, onaylı fatura ekinin aslını veya matris dökümünü eklemeden hiçbir faturayı işleme vermediğini bildirmiştir.
Davalı tarafça, onay form suretlerindeki imzaların her bir evrakta tam olarak aynı yerde bulunduğu ve bu durumunda formların fotokopi çekilerek çoğaltıldığının da kanıtı olduğu iddia edilmiştir.
Davacıya isnat edilen eylemlerin somut olarak kanıtlanamadığı ancak tarafların arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı ve işverenden iş akdinin devamının beklenemez bir hal aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı işverence gerçekleştirilen feshin haklı olmasa da geçerli nedene dayandığı ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 848.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak, 23.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);