Yargıtay Kararı

Önleme aramasına dayanılarak kişileri sanığın üzeri aranamaz. Adli arama kararı alınması gerekir.

Önleme aramasına dayanılarak kişileri sanığın üzeri aranamaz. Adli arama kararı alınması gerekir.

20. Ceza Dairesi         2015/567 E.  ,  2015/489 K.

  • ADLİ ARAMA
  • HUKUKA AYKIRI YÖNTEMLE ELE GEÇİRİLEN DELİL
  • ÖNLEME ARAMASI
  • POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU (2559) Madde 9
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 38
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 116
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 117
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 119
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 206
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 217
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 230
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 289

“İçtihat Metni”

Küçükçekmece 3. Sulh Ceza hakimi tarafından 19.01.2007 tarihinde 2007/98 D İş sayı ile; “19.01.2007 – 26.01.2007 tarihleri arasında Küçükçekmece ilçesi genelinde suç işlenmesinin önlenmesi, taşıması ve bulundurulması yasak olan her türlü silahın, patlayıcı madde ve eşyanın tespiti amacıyla, eğlence yerleri, alışveriş merkezleri, halkın yoğun olarak bulunduğu yerlerde ve ekli listede belirtilen 42 adet cadde ve bağlı sokaklardaki umuma açık yerler stadlar ilçe genelinde şahısların üzerinde ve otolarında 2559 PVSK’nın 9. maddesi ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 20. maddesi hükmüne göre suçun işlenmesini önlemek, aranan şahısları yakalamak amacıyla önleme arama kararı” verilmiştir.
Olay tutanağının içeriğine göre sanığın, hakkındaki dosya yaş küçüklüğü nedeniyle ayrılan M.. E.. A.. ile birlikte plakası tespit edilemeyen araç içerisindeki kişilere beyaz kağıda sarılı madde verdiğinin görülmesi üzerine kolluk güçlerince yanlarına gidilerek yapılan üst aramalarında sanık Taha’dan net 1.3 gram esrar ele geçirilmiştir.
2559 sayılı PVSK’nın 9. maddesine göre “önleme araması”, suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.
CMK’nın 116 ve 119. maddelerine göre “adli arama” ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adli arama yapılabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/610, 2014/512, 2013/841, 2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Somut olayda; sanığın, plakası tespit edilemeyen araç içerisindeki kişilere beyaz kağıda sarılı madde verdiğinin görülmesi üzerine, niteliği ve faili belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” alınmadan, olaydan 7 gün önce verilen “önleme araması kararına” dayanılarak sanığın üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise, hem “suçun maddi konusu” hem de “suçun delili” olup “hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz.”
İsnat olunan suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle suçun maddi konusu bulunmadığı ve hükme esas alınamayacağı; buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);