Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Taşınmaz tahliye edilip anahtarlar teslim edilmeden kiralanana yapılan kalıcı ve faydalı masrafların istenmesi mümkün değildir.

6. Hukuk Dairesi         2014/9045 E.  ,  2014/12983 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2014
NUMARASI : 2013/265-2014/404

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalılar ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. R.. B.. geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü beyanı dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiralanana yapılan iyileştirme bedelleri ve ödemiş olduğu kira bedellerinin istirdadına ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 01.10.2012 tarihli iki ayrı sözleşme ile davalılara ait 3/4 ve 3/5 nolu dairelerin dil kursu açmak için kiralandığını, kiralamak için 2.500 TL emlakçıya her iki daire için dört aylık kira bedeli 13.200 TL ve dört aylık aidat olarak 4.80.-TL, her iki daire için 2.400 TL güvence parası elektrik, su ve apartman için 500 TL ödediğini, ayrıca taşınmazın kullanım amacına uygun hale getirilmesi için yapılan masrafların Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/59-58 D.İşler sayılı dosyasında 36.831.-TL tespit edildiğini, tesbitin dışında 28.580.-TL masraf yapıldığını,binanın deprem hasarlı ve yıkılma riski nedeniyle ruhsat alınamadığını, gizli ayıbın davalılara bildirildiği halde bir işlem yapmadıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000.-TL kazanç kaybı, 25.000.-TL de manevi tazminatın reeskont faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise savunmasında; Binanın 1999 yılı depreminde zarar görmediği gibi hasarlı da olmadığının valilik yazısı ile belli olduğunu,davacının belediyeye ruhsat için bir başvurusu olmadığını, aynı yerin davacıdan önce başka bir kişiye kiraya verildiğini ve belediyeden ruhsat aldığını,davalı ancak aktin hitamı ile birlikte ancak kalıcı masrafları isteyebileceğini,taşınmazın henüz tahliye edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hükme esas alınan 01.10.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli iki adet kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Sözleşmeden, davacının taşınmazları ingilizce dil kursu açmak için kiraladığı anlaşılmaktadır.Taşınmazın kiralandıktan sonra ayıplı hale gelmesi hali, TBK. 305 ve 306. maddelerinde düzenlenmiştir.Bu maddelere göre kiralanan sonradan ayıplı hale gelmiş ise kiracı kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıplı oranında indirimde bulunmasını,önemli ayıp halinde ise sözleşmeyi fesih etme hakkı vardır.Davacı binanın deprem riski taşıdığından bahisle ruhsat alamadığını beyan etmiş ise de, bu konuda belediyeye yapılmış bir müracaatı veya talebinin belediyece reddine ilişkin bir yazıya dosya içinde rastlanılmamıştır.Öte yandan davacı kiracının, akdi feshettiğine ilişkin bir ihtarda bulunmamaktadır.Davacı 07.03.2013 keşide ve 08.03.2013 ve 12.03.2013 tebliğ tarihli ihtarla binadaki ayıbın bulunduğu ve ruhsat alamadığını, yedi gün içinde ruhsat alabilecek duruma getirilmesini, getirmediği takdirde yapılan imalat bedellerinin ödenmesini istemiş, sözleşmeyi feshettiğini bildirmemiştir.Öte yandan yargılama sırasında taşınmaza ait anahtarların teslim edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi, davacı kiracı taşınmazı bırakıp terk ettiğini belirtmiştir. Davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen, Bolu ….. Noterliğinin 14.06.2013 tarihli tutanakta, kiralanana ait anahtarların 14.06.2013 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz tahliye edilip anahtarlar teslim edilmeden kiralanana yapılan kalıcı ve faydalı masrafların istenmesi mümkün değildir.Her dava açıldığı tarihteki duruma göre yürütülür.Dava, anahtar teslim edilmeden önce 22.03.2013 tarihinde açıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz isteminin bu aşamada incelemesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);