Yargıtay Kararı

Telgraf şeklinde gönderilen ihtarın tebliği Tebligat Kanunu hükümlerine tabi olmayıp, Posta Kanununa tabi olduğundan, tebligatın bizzat muhatabına yapılması gerekir. Aksi halde usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat olarak kabul edilemez ve hukuki sonuç doğurmaz.

Telgraf şeklinde gönderilen ihtarın tebliği Tebligat Kanunu hükümlerine tabi olmayıp, Posta Kanununa tabi olduğundan, tebligatın bizzat muhatabına yapılması gerekir. Aksi halde usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat olarak kabul edilemez ve hukuki sonuç doğurmaz.

6. Hukuk Dairesi         2015/10412 E.  ,  2016/3792 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tahliye

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile davalının dava konusu taşınmazdan ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; taşınmazın tamamının 12.06.2013 tarihinde müvekkili … tarafından satın alındığını, satın alma tarihinden itibaren 1 aylık zaman zarfında 09.07.2013 tarihli PTT aracılığıyla gönderilen telgraf ile kiralananın satın alındığının ve taşınmazın tamamının müvekkilinin ticari faaliyeti nedeni ile kullanılacağının davalıya bildirildiğini, müvekkilinin …’da satın aldığı fındık fabrikası nedeni ile dava konusu taşınmazı ofis olarak kullanmak istediğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin ihtiyacı nedeni ile kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil davalıya taşınmazı satın aldığına dair herhangi bir ihtarda bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde ihtar gönderdiğine ilişkin beyanları var ise de müvekkil davacıya herhangi bir tebliğ yapılmadığını, ayrıca davacının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporunda davacının dava konusu taşınmazı ofis olarak kullanmasının mümkün olduğunun belirtildiği, dolayısıyla davacının satın almış olduğu ve davaya konu ettiği taşınmaza ihtiyacının bulunduğu, bu ihtiyacın zorunlu ve samimi olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.
Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.
Somut olayda davalının 02.01.2010 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca taşınmazda kiracı olduğu öne sürülerek 11.06.2014 tarihinde açılan bu dava ile iktisap ve ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliyesi istenilmiştir. Dava sebebine göre dava açma süresi ve koşullarının TBK’nun 351. maddesine uygun olarak mahkemece resen denetlenmesi gerekir. Buna göre davanın satın alma günü de dahil olmak üzer edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşulu ile edinme tarihinden itibaren 6 ay sonra dava açması gerekir.
Olayımıza gelince; davacı vekili, dava konusu taşınmazın 12.06.2013 tarihinde müvekkili tarafından satın alındığını ve taşınmazın tamamının müvekkili tarafından ticari faaliyet için kullanılacağını bildirir davalıya 09.07.2013 tarihli telgraf şeklinde ihtarname göndermiş, bu telgraf ihtarı 10.07.2013 tarihinde davalı kiracı …’in yakını…. imzasına tebliğ edilmiştir. Telgraf şeklinde gönderilen ihtarın tebliği Tebligat Kanunu hükümlerine tabi olmayıp, Posta Kanununa tabi olduğundan, tebligatın bizzat muhatabına yapılması gerekir. Telgraf ihtarı davalı kiracının bizzat kendisine tebliğ edilmediğinden ve davalı da tebligattan haberdar olmadığını bildirdiğine göre, yapılan tebligat, usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat olarak kabul edilemez ve hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda 6098 Sayılı Kanunun 351. maddesinde belirtilen sürelerde tebliğ ettirilmiş bir ihtar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);