Yargıtay Kararı

İşverenin ölümü ile tüm mirasçılar elbirliği ortaklığı nedeni ile işçilik alacaklarından miras payları oranında müştereken ve müteselsilin sorumludurlar.

İşverenin ölümü ile tüm mirasçılar elbirliği ortaklığı nedeni ile işçilik alacaklarından miras payları oranında müştereken ve müteselsilin sorumludurlar.

9. Hukuk Dairesi         2014/139 E.  ,  2015/13767 K.

  • KIDEM TAZMİNATI VE İŞCİLİK ALACAKLARI
  • İŞVERENİN ÖLÜMÜ
  • MİRASCILARIN İŞYERİNİN DEVRİNDE SORUMLULUĞU
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 703
  • İŞ KANUNU (4857) Madde 6
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 179
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 347
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 202
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 441

“İçtihat Metni”


Davacı, kıdem tazminatı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ölen davalıların murisi … a ait inşaat malzemeleri ticareti yapan işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin ölüm ile sona erdiğini belirterek, kıdem tazminatı ile ödenmeyen ücret alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı mirasçı … ölüm sonrası davacının işyerinin kapatılarak davacının işten çıkarıldığını, mirasçılık payı oranında davayı kabul ettiğini, işyerinin devrinin olmadığını, diğer mirasçıların kapanan işyerinin tekrar kendisi tarafından faaliyette bulunması için muvafakat verdiklerini, diğer davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, mirasçılık hakları ve oranı nispetinde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini savunmuş, diğer mirasçılar ise kapanışı halen işyerine çalıştırmaya devam eden davalı … ’ın verdiğini, mirasçıların kapanış bildirmediğini, işyerinin faaliyetine devam ettiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının halen …’ın çalıştırdığı işyerinde çalışmaya devam ettiği, bu sebeple kıdem tazminatının hesaplanamayacağı, maaş alacağının da halen çalıştıran tarafından ödenmesi gerektiğinden mirasçılardan istenemeyeceği, davalı …’nin kabulü doğrultusunda … aleyhine açılan davanın muristen …’ye düşecek miras payına göre kabulü gerektiği gerekçesi ile davalı …. hakkında davanın kabulüne, diğer mirasçılar yönünden ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta ölüm nedeni ile iş sözleşmesinin sona erip ermeyeceği, mirasçılardan işyerini dava sonra işletmeye devam edenin kabulünün diğer mirasçıları bağlayıp bağlamayacağı uyuşmazlık konusudur.
Tarafların murislerinin ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinde, “hizmet akdi, işçinin ölümü ile hitam bulunur. İş sahibi öldüğü takdirde, akit, başlıca onun şahsı nazara alınarak yapılmış ise nihayet bulur.” hükmü yer almaktadır. Aynı hüküm yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.’nun 441. Maddesinde düzenlenmiş ve işverenin ölüm halinde, yerini mirasçıların alacağı ve işyeri devri veya iş ilişkisinin devrine ilişkin hükümlerin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan TMK.’nun 703. Maddesi uyarınca “Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer”.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. Maddesine göre “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar”.
Dava tarihinde yürürlükte olan BK.’un 179 ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.’un 202 maddesine göre ise “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur.
Dosya içeriğine göre davalıların murisi 08.08.2010 tarihinde vefat etmiştir. Bu tarihte işyerinin devir kuralları gereği davalılar mirasçılara geçtiği ve iş sözleşmesinin feshedilmediği sabittir. İşyerinin bu tarihte kapanış kayıt üzerinde gösterilmiş ise de işyeri kapanması neden ile 27.08.2010 tarihinde davacının işten çıkış bildirgesi verilmiştir. Davalı mirasçıların anlaşması ile de kayda göre işyeri 15.09.2010 tarihinde davalılardan … tarafından tekrar faaliyette geçirilmiş ve davacı da bu yerde bu kez davalılardan mirasçı … işçisi olarak işe girişi yapılmıştır.
Murisin ölümü nedeni ile elbirliği ortaklığı kapsamında 08.08.2010 tarihinde mirasçılara geçen işyeri, mirasçılar tarafından davalı …’a devri ile bu ortaklık sona ermiştir. Her ne kadar davalı mirasçı …’ın kendi miras hissesi oranında davayı kabulü diğer mirasçıları bağlamaz ise de bu kabul yanında iş sözleşmesinin murisin ölümünden sonra ayrılış bildirgesi ile sona erdirilmesi, işyerinin bu bildirimden sonra diğer mirasçıya devri dikkate alındığında, iş sözleşmesinin 27.08.2010 tarihinde sona erdiğinin ve diğer davalı mirasçı ile yapılan iş sözleşmesinin ise yeni bir iş akdi olduğunu gösterir. Tüm davalılar elbirliği ortaklığı nedeni ile fesih tarihinde miras payları oranında müştereken ve müteselsilin sorumlu oldukları gibi fesihten sonra işyerini devralan davalı… ise bu tarihte yürürlükte olan BK.’un 179. Maddesi uyarınca devirden önce doğran murisin ve yerine geçen mirasçıların borcundan dolayı da ayrıca tamamen sorumludur. Mahkemece işyerini devralan davalının kabulü karşısında fesih ve fesihten sonra devir olgusu gözden kaçırılarak, çelişkili şekilde karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);